14 Ağustos 2013 Çarşamba

Kara Kutu-Bölüm 1

                                                                                                                  

                                                                                                                                    
Kwang Ho da kim?

Hafif rüzgarlı bir sonbahar sabahıydı.Alarmın defalarca çalmasına rağmen yataktan kalmak istemiyordum.Yatakta dolanıp duruyorken oda arkadaşım Hei Ryung'ın “Ada artık uyan okula gitmeliyiz” demesiyle giyinmem bir oldu.Hei Ryung yaklaşık 160 boylarında, uzun kahve rengi saçları olan bir kızdı. Aslında diğer Koreli kızlardan görünüş olarak pek bir farkı yoktu benim için...İki sene önce üniversite okumak için Kore’ye gelmeme rağmen hala Korelilerin yüzlerini ayırt edemiyordum.Sanki hepsi birbirine benziyordu.

Çantamı kaptığım gibi Hei Ryung ile üniversite yoluna koyulduk.Korece bilmeme rağmen Hei Ryung benimle yalnızken İngilizce konuşmayı tercih ederdi.İngilizcesini anlamakta ilk başlarda oldukça zorluk çekmiştim ama şimdi o kadar da zor gelmiyordu.Hatta artık espri yapıp beni güldürebiliyordu. Yolda ilerlerken durdu ve çantasından bisküvi çıkarıp bana uzattı:

“Kahvaltı yapmadın ya, bunu yemelisin” 

Gülümseyerek uzattığı bisküviden aldım.Kore’ye geldiğimden beri bana en iyi davranan kişi hiç şüphesiz ki Hei Ryung’tı.


**
Okula geldiğimizde herkes heyecanla birbiriyle fısıldaşıyordu.Yaklaşık 2 senedir bu okuldaydım ve bu gibi durumların tek bir açıklaması olabilirdi “Güzel Sanatlar Fakültesi”…Okulumuzda birçok fakülte ve bölüm vardı “Tıp,edebiyat,mimarlık…” –ki ben mimarlık öğrencisiyim- ama hiçbiri “Güzel Sanatlar Fakültesi” kadar dikkat çekmiyordu.Neden mi?Çünkü Güzel Sanatlar Fakültesi'nin bir kısmı idol diğer kısmı ise idol adayıydı.Herkesin bu kadar ilgisini çekmesine rağmen bana hep itici gelmişti bu fakülte…Ünlü olmaları, yakışıklı veya güzel olmaları neden bu kadar önemliydi ki?Hiçbir şekilde kendileri gibi olmayanları umursamazlardı ve küçümserlerdi.Hatta bir keresinde sevgililer gününde hediye veren bir kızı herkesin karşısında aşağılamışlardı.Neden sadece reddetmedi ki?Belki de bu yüzden nefret ediyordum bu fakülteden…

Hei Ryung ile sınıf arkadaşlarımızın yanına gittik.Bong Cha koşarak yanımıza geldi.Neler oluyor dememe gerek kalmadan,

 “Duydunuz mu? Güzel Sanatlar Fakültesine Kwang Ho transfer olmuş!!”


Herkesin  heyecanlanmasına rağmen ben hiçbir tepki veremiyordum.Kwang Ho da kimdi?.İfadesiz kalmamdan anlamış olacak ki Bong Cha;

“K-pop’un yeni yüzü! “

 Ama benim ifadem yine değişmedi.Hem beni ilgilendirmiyordu ki!Nefret ettiğim insanlar topluluğuna bir yüz daha eklenmişti,bunun neresi heyecan vericiydi?!

Bu gibi düşüncelerle doluyken birden fren sesleri duyuldu  ve herkes aynı anda aynı yöne bakmaya başladı, fısıldaşmalar artık eskisinin iki katıydı.Hei Ryung da dahil bütün kızlar oldukça heyecanlıydı ama saçmalıktı bu!Hiçbir tepki vermeden ben de onlarla aynı yöne baktım.Arabanın birinden gazateciler indi ve  flaşlar patlamaya başladı.Diğer arabanın kapısı açıldı, içinden biri iniyordu ama ben göremiyordum Aman Allah’ım çok kalabalık! Adım sesleri gittikçe yaklaşıyor ve kalabalık ikiye ayrılıyordu.Bir an önce ayrılmak istiyordum bu kalabalıktan-ben kalabalıktan nefret ederim-.Ama Hei Ryung bu durumdan oldukça memnundu ve beni gittikçe daha çok kalabalığın içine çekiyordu.Bir taraftan çocuk gibi çekiştiriliyor diğer taraftan çarptığım kişilerden özür diliyordum.Artık  Kwang Ho’yu görmeye daha yakındık ve herkesin heyecanı daha çok artmıştı,herkes birbirini itiyordu öne geçmek için ve ben dengede durmak için Hei Ryung’a tutunuyordum.

Umursamadığım biri için neden bu kadar işkence çekiyordum ki?Ama her şey Hei Ryung içindi…Her zaman benim yanımda olmuştu.

Adım sesleri bu sefer eskisinden daha yakındı ve Hei Ryung birden yok oldu.Daha da heyecanlanan kalabalıkta dengede durmam imkansızdı.Tek bir çare vardı; hemen buradan ayrılmak!Ama hareket edemiyordum bir adım bile…Bir iki dakikalık itiş kakıştan sonra kendimi kalabalıkta yerde buldum.

Sanırım ezileceğim!Artık yapabileceğim hiçbir şey yoktu bu çıldırmış kalabalıkta…


Ben ezilmeyi beklerken   etrafımdaki kalabalık çoktan benden uzaklaşmıştı bile… Heyecanlı seslerin yerini  artık derin bir sessizlik almıştı.Kafamı kaldırdığımda,  güneş gözlüklü biri gülümseyerek bana yaklaşıp elini uzatıyordu.Bu Kwang Ho denen yeni öğrenci olmalıydı… Aptal gibi onun eline bakıyordum.Bir yandan da bu aptallığım gazeteciler tarafından resmediliyordu.Belki birçok kız o an benim yerimde olmak isterdi ama bu düpedüz utanç verici bir durumdu.Hem Kwang Ho  da nefret ettiğim sınıftandı ama haksızlık yapamam oldukça nazikti bu hareketi…Artık elimi uzatıp yerden kalkmamın vakti gelmişti.Elimi uzatmaya hazırlanırken  Kwang Ho  birden eğildi ve sessizce “Hala aptal gibi yerde durmayı mı düşünüyorsun?” diye fısıldayarak beni yerden kaldırdı.Söylediklerini benden başka kimse duymamıştı ve o hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek kameralara poz veriyordu.Bense donup kalmıştım ne tepki vereceğimi bilemiyordum, flaşlardan gözlerim kamaşıyordu.

 Fotoğraf çekilmekten nefret ederim ki ben!Kurtulmam lazım buradan…  


Bir el   beni bu kargaşadan çekip çıkardı.Evet bu Hei Ryung’tu!- Kore’deki en iyi  arkadaşım, her zaman yanımda olan, aynı dili paylaşmadığım ama aynı duyguları paylaştığım kişi…-Şimdi önümde o gözleri dolmuş bir şekilde defalarca benden özür diliyordu.Gülümseyerek “Sorun yok” dedim.Aslında sorun vardı, aptal bir star için beni bırakıp gitmemeliydi bu kalabalıkta!Ama bu durumdayken daha fazla onu üzemezdim , en iyisi unutmaktı... 

14 yorum:

  1. super olmus canim kalemine salik okurken sanki yasamis oldum gercekden harika
    karakterler mukemmel

    YanıtlaSil
  2. Gülümseyerek okudum heyecanlı gidiyor oldukça başarılı devam ediyoruum:))

    YanıtlaSil
  3. Vay canına . Çok başarılıı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler!Beğenmene çok sevindim:)

      Sil
  4. Çok güzel gidiyordu çok çabuk bitti ama :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ilk bölümü pek uzun tutamadım, gittikçe daha çok uzayacak bölümler :)

      Sil
  5. bitanem bu kadar geç okuduğum için çok uzgunum, ama çok çok begendim, aslında başlarda biraz boys over flowers a benzettim,ama devam edince aslında alâkası yokmus, kısacası begendim,ellerin dert görmesin :)) yüreğin de tabi

    YanıtlaSil

♥ Bu bölümü nasıl buldun?Peki fikrini bizimle paylaşmaya ne dersin? ^^ ♥

Tasarım:Sawako Kuronuma