22 Ağustos 2013 Perşembe

Kara Kutu-Bölüm 4




Bir düşmanım var!

O nefret ettiğim aptal  Kwang Ho,  karşımda gözlerini bana dikmiş yine o züppe gülüşünü atıyordu.Büyük ihtimal o kahvenin intikamını nasıl alacağını planlıyordu.Bu sefer ona yenilmeyecektim, yanımda Young Nam varken olmazdı! Görmemezlikten gelmek en doğru karar olacaktı.Ama hesaba katmadığım bir kişi vardı; Bong Cha!  

“Aaaa Kwang Ho değil mi o ?Çok yakışıklı!Yanındaki kızlar da Güzel Sanatlar Fakültesinin en güzel kızları, çok şanslılar!Kızların kıyafetleri...”


Bong Cha yine yapmıştı yapacağını…Onu susturmanın hiçbir yolu yoktu, en iyisi duymamazlıktan gelmekti.

Kwang Ho’yu görmemezlikten gelip Hei Ryung’a dönerek gülümsedim.

“Nereye oturalım?”

Hei Ryung bir an duraksadı ve sonra gülümseyerek:

“Tabiki cam kenarı! Okyanusu çok seversin”

Dönüp gülümseyerek Young Nam’a baktım, dikkatlice yüz ifademi inceliyordu.

Hayır bu sefer açık vermeyeceğim.Bu sefer yine ben kazanmalıyım.Young Nam varken kaybedemem!

Young Nam bir süre yüzüme baktıktan sonra ikna olup gülümseye başladı.Fakat Bong Cha, hala Kwang Ho hakkında konuşmasını sürdürüyordu.

"Kwang Ho, gerçekten modadan anlıyor.Şu ceketine..."

Hei  Ryung,daha fazla dayanamadı ve Bong Cha'yı kolundan tutarak  önden gidip masaya oturttu-Kwang Ho’dan en uzak masaya-.Tabi burada da her şey Young Nam ve benim yan yana oturmam için planlanmıştı.Young Nam, kibarlık edip cam kenarını bana verdi.Kafede hafif bir müzik çalışıyor ve açık katlanabilir camdan okyanusun kokusu içeri sızıyordu.Her şey mükemmeldi ve sıra ne sipariş edeceğimize gelmişti.Garson:

"Ne sipariş etmek istersiniz?"

"Çilekli pasta ve kahve!" dedik aynı anda Hei Ryungla.Bu cevap hepimizi gülümsetti.


"Aishh...Hep aynı şeyleri düşünüyorsunuz.Ben de çilekli pasta ve kahve istiyorum o zaman"dedi Bong Cha.

Young Nam gülümseyerek "Bana da aynısından lütfen"

Hepimiz bir parça pasta ve kahve sipariş etmiş olduk.Her şey yolunda gidiyordu, aptal Kwang Ho bile bu durumu bozamayacaktı.Masamız onun görüş alanından oldukça uzaktı.


İki senedir umutsuzca beklediğim durum gerçekleşmişti.Evet artık itiraf edebilirdim, gerçekten Young Nam’dan hoşlanıyordum.Hem de deli gibi!Artık Young Nam ile konuşup onu daha iyi tanıyabilme şansına da sahiptim.Ama konuya nasıl girecektim ki, pek atılgan biri sayılmazdım bu tür konularda…

Çok beklememe gerek kalmadan Bong Cha yine devreye girdi.

 “İki senedir aynı sınıftayız ama çok konuştuğunu duymadım.Hiç kız arkadaşın var mı ya da hoşlandığın biri? Görünüş olarak da Güzel Sanatlar Fakültesindekileri andırıyorsun,bence sende tam idol bir havası var.Büyük gözlere sahipsin, ayrıca estetiksiz bir yüze de…Birçok kişi sana idol teklifi geldiğini düşünüyor doğru mu bunlar? Bir deee…”  

Hepimiz ani bardak kırılma sesiyle irkildik.Hei Ryung yanlışlıkla bardağı düşürüp kırmıştı ya da bilerek… Aslında minnettardım bu duruma, Bong Cha’yı ancak bu susturabilirdi.Hei Ryung her zaman olduğu gibi yine beni kurtarmıştı.Çok geçmeden garson siparişlerimizi getirdi ve kırık bardak parçalarını temizledi.Hei Ryung, mahçup gülümsemesini takınıp "Pardon, çok sakarım..." dedi ve bana göz kırptı.Hei Ryung'ın yardımıyla Bong Cha’nın konuşmasına izin vermeden konuya girdim.

“Proje hakkında bir fikrin var mı?”

Oldukça aptalca bir girişti ama iyi değildim bu tür konularda…Young Nam, bir an duraksadı ve sonra konuşmaya başladı.Hem de  oldukça istekli bir şekilde...Aslında bu konuda bu kadar çok cümle kuracağını hiç düşünememiştim.

***

Young Nam’ı dinlerken hiç sıkılmıyordum, saçmalasa bile çekici gelirdi bana…Bir yandan onu dinliyor bir yandan kahvemi yudumlayıp pastamdan yiyordum.O kadar kendimden geçmiş olmalıyım ki pastanın bir parçasını yerken eteğime düşürdüm ama olsun bu bile moralimi bozamazdı.Peçeteye doğru uzanırken Young Nam, o heyecanlı konuşmasını yarıda kesip peçeteyle eteğimdeki pasta lekesini silmeye başladı.
  
Yanaklarım yanıyor...

Tamamen kıpkırmızı olmuştum,kımıldayamıyordum.O ise dikkatlice lekeyi çıkarmaya çalışıyordu.Tek yapabildiğim onu izlemekti.Bu durum Bong Cha’yı bile sessizliğe boğmuştu.Young Nam yavaşça kafasını kaldırıp yüzüme baktı.Aramızda mesafe on cm falandı.

“Çok az bir leke kaldı artık eskisi kadar belli değil”

Daha çok kızardığımı hissettim,avuç içlerim terlemeye başlamıştı ve kalbim normalden iki kat daha hızlı atıyordu.Birden doğruldum ve “Önemli değil!Hemen lavaboya gidip temizlerim”diyerek masadan kalktım.Normal bir masadan kalkış değildi bu, resmen bir kaçıştı.

***



Lavabo aynasında kendi yüzüme bakıyordum.Kıpkırmızıydı yüzüm…Utangaçlığımın yanında derin bir mutluluk da hissediyordum.Benimle ilgilenmişti ve her şey harikaydı.Aynaya bakarak aptal aptal kendime gülümsedim.Sanırım bu aşk olmalıydı.


Lavabodaki peçete rulosundan biraz peçete alıp asıl sorun olan leke üzerinde biraz uğraştıktan sonra artık yerime geri dönebilirdim.Son rötuşları yapıp kapıya yöneldiğimde birden kapı sert bir şekilde çarptı ve ışıklar kapandı.


Bu da neydi böyle?!

Elimle çantamda telefonumu yokladım ama çantamda değildi.

Lanet olsun telefonumu masada unutmuşum.

Korkarak karanlıkta ilerlemeye başladım.

Tek yapmam gereken kapıyı bulmak ,korkacak hiçbir şey yok…Ama ben karanlıktan korkarım, odamda bile tek başıma uyuyamam.Karanlığı düşünme Ada!İşte kapı burada  ama neden açılmıyor,kilitli mi bu?Neden kimse sesimi duymuyor?Burada daha fazla kalamam

Artık sesimi birilerini duyurmak için kapıyı tekmelemeye başlamıştım ama lanet olası lavabo kafenin en ücra köşesindeydi.Hei Ryung ve diğerleri elbet geç kaldığımı ve bir şeylerin yanlış gittiğini fark edeceklerdi. Ama benim dayanacak gücüm yoktu.O duygularını saklayan gururlu ben, artık göz yaşlarıma hakim olamıyordum.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Bu lanet yerde kilitli kalmıştım, hem de karanlıkta…Hala kapıyı tekmeleyip çığlık atmama rağmen kimse beni duymuyordu.Artık tek yapmam beklemekti.Bir köşeye çekilip birinin beni bulmasını beklemekten başka yapacak hiçbir şeyim yoktu.

***

Yaklaşık beş dakika sonra ayak sesleri duyuldu ve tekrar bağırmaya başladım.Biri beni farketmişti ve hızlıca kapı açıldı.Hemen kapıya yöneldim.Bu Kwang Ho’du ve ben gözyaşlarımı tutamayarak onun kollarında ağlıyordum.Çok geçmeden Hei Ryung ve diğerleri de geldi.

Young Nam sinirli bir şekilde Kwang Ho’nun yakasından tutarak onu kendine çekti. 

“Ada’ya ne yaptın?!" diye bağırarak yumruk attı.Young Nam’ı daha önce hiç böyle sinirli görmemiştim,öfkesini kontrol edemiyor ve hala Kwang Ho'yu hırpalıyordu.Young Nam’ın hırpalamasına karşın Kwang Ho hiçbir tepki vermiyordu.Tekrar Kwang Ho’ya vuracakken araya girdim. 

“Dur artık!” 

Bir taraftan da göz yaşlarım akıyordu.Hei Ryung bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı.

“Sorun yok,her şey yolunda…”

Şüphesiz hiçbir şey beni Hei Ryung’ın sözleri kadar rahatlatmıyordu, dikkatlice göz yaşlarımı sildi.Kaşlarını çatarak Kwang Ho'ya döndü ve: 

"Daha aşağılık bir intikam yöntemi olamazdı.Bu senin için bile fazlasıyla aşağılık!Hadi gidelim Ada"

Bong Cha, etrafa bakıp olanlara anlam vermeye çalışıyordu.Her ne kadar olanları merak etse de bu sefer susması gerektiğini biliyordu.Young Nam, sağ elini yumruk haline getirmiş sinirlice Kwang Ho'ya bakıyordu.Kwang Ho ise hiçbir şey söylemeden öylece yerde oturuyordu.Artık kendine gelmenin zamanı gelmişti.Yüzüme yine o aptal gülümsemeyi takıp gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve:


“Young Nam hadi gidelim”dedim.

Kwang Ho, patlamış dudağıyla hiçbir şey söylemeden yerden kalktı ve üstünü silkti, bir-iki saniye yüzüme baktıktan sonra çekip gitti.Ama yüzündeki ifade her zamankinden farklıydı.

Neden yüzündeki ifade zafer kazanmış gibi değil de hayal kırıklığına uğramış gibiydi ki?Bu intikam onu tatmin etmemiş miydi?

***

Yol boyunca Young Nam ile  hiç konuşmadık ,yurdun önüne geldiğimizde Hei Ryung ve Bong Cha ikimizi yalnız bıraktı.İkimizde hiçbir şey söylemeden dakikalarca durduk.

“Özür dilerim” tek söylediğim cümle bu oldu.Young Nam ise bir süre yüzüme baktıktan sonra o masum gülümsemesini takınıp:

“İyisin ya hiçbir şey önemli değil” dedi ve birden bana sarıldı.Bunu hiç beklemiyordum.İki senedir uzaktan sevdiğim, aşık olduğumu kendime bile itiraf edemediğim kişi Young Nam şimdi bana sarılıyordu.


19 yorum:

  1. Bunun sonunda Ada ve Kwang Ho sevgili olmaz. umarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum daha o bölümlerini yazmadım ama Ada Kwang Ho'dan nefret ediyor.Belki Kwang Ho, belki Young Nam belki hikayeye sonradan biri dahil olur onla olur:)

      Sil
  2. Gercekten okuyuculari sasirtiyosun ya da sadece kendi adima konusiyim basarilar ve harika gidiyosun sabirsizlikla bekliyorum 5.bolumu :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler beğenmene çok sevindim:)

      Sil
  3. çok beğendim her türk kıznın hayali bu hikayenin içine düşmektir herhaldee daa sorun şuuu bende daha önceden hikaye yazdığım için söylüyorum hikayeye 3. kişi gelmemeli bence sonucta ilerlemiş olacak baya 3. sahıs girdiğinde ve biz onu tanımıyor olacağız ama ona karsın diğer iki taş gibi karekterimize karşi bir sempatimiz oluşcacak. Ben sonunaaa kadar Kwang Ho diyorum çünkü ışıkları o kapatmdı bundan çoook eminim neyse size kolay gelsin 5. bölümü sabırsızlıkla bekliyorum. ;) :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kwang Ho'nun çekici gelmesi sanırım açık olmasından kaynaklanıyor.Kötü de olsa ne olduğu belli.
      3.şahıs konusuna gelince konuya dahil olsa bile dediğin gibi bir Kwang Ho bir Young Nam olamaz ama çok güzel ortalığı karıştırabilir.Daha 5.bölümü yazmadığım için neler olduğunu hep beraber göreceğiz:)

      Sil
  4. Amaaa Kwang Ho mu yaptı şimdi bana hiç öyle gelmedi. Boşuna dayak vakası gibi geldi bakalım nolacak?Ama Young Nam da sevemediğim bir yan var ha du bakalım belki ısınırım ona ilerde. Kwang Ho zaten o yerde daha ne kadar kalcan muhabbetinden sonra bitmişti benim için hehehe kahve açmıştır belki hep öyle oluyo ya haşin kıza aşk.Kwang Ho da düşse Ada oturmaya mı geldik dese ahaha ne komik olur hee :-D kendi saçmalayışıma son verip kaçayım ben beşi bekliycem haa unutmayın bekleyenleri sevgileer :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ada, yapmaz öyle şeyler.Ciddiyetinden ve gururundan taviz vermeyen bir tip...Kwang Ho, her şeyi yapabilecek kapasiteye sahip geçen bölümlerden biliyorsun ama bunu o mu yaptı ben bile bilmiyorum:) Normalde bu bölümleri 1 ay önceden yazmıştım ama bloga geçirirken senaryoyu tamamen değiştirdim yani artık neler olacağını ben de bilmiyorum.Young Nam'a gelince onun hakkında her şey bir sır şu an iyi de olabilir,iyi taklidi de yapabilir.Bekleyip göreceğiz :)

      Sil
    2. Young Nam en gizemli tip şimdilik,genelde ünlü ve yakışıklı olanlar şeydir gizemli ne bileyim her şeyin en'i odur yani en yakışıklılık,en popüler falan. burada bana en gizemli olarak Young Nam parlamış gibi geldi bu benim naçizane görüşüm ve sevmediğim yanı da sanırım 2 yıl susup susup birden bire sahiplenişi.Henüz çok başlarda bir de kafa karıştırması normal.karakterler açılacak farklı yönlerini tanıyacağız neymiş ne değilmiş artık senin aklında :))

      Anlıyorum ben de öykü yazarken bir yerden geçiriyorsam hep değişime uğrar öyle daha bir gizemli oluyor ama. Kolay gelsiin:)

      Sil
    3. Teşekkürler canım.Bence Ada ve Kwang Ho dışındaki herkes sır, ilerleyen bölümlerde onlarla ilgili bölümlerde yazacağım :)

      Sil
  5. Kwang ho da biraz gunesi beklerkeni keremi havalari mi seziyorum ki acaba? :p o degil de cidden bu ada young nam kalsin, lutfen kwang ho ile aralarinda romantik sahneler yazip kafamizi karistirma cok srvimli ya bu young nam. Bi de acaba karakterleri hayal edebilmemiz icin gercek oyuculardan bi kadro kursan bize? Emin ol cok yadimci olursun! :D

    Bu arada, kendi hikaye bloguma da beklerim bi ara: loversparadisehigh.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkcası, ben Boys Over Flowers yüzünden Güneşi Beklerken'i hiç izlemedim.Hala o dizi hakkında ön yargılarım var.Yazarken genellikle kendi hayatımda veya arkadaşlarımın hayatında geçen bir iki sahneyi kullanıp bir de bunları hayal gücüyle birleştiriyorum:)Hikayeme bilerek tam resim koymuyorum.Çünkü insan hayal gücü kendisine göre en güzel karakteri yerleştirir hikayelere...Yani ben kitap okurken öyle yapıyorum.Sonra dizisini ya da filmini izlediğimde "Aaa bu muydu?Ben daha güzel-yakışıklı hayal etmiştim" olayı yaşanıyor.O yüzden her şeyi sizin hayal gücünüze bıraktım :)

      Sil
  6. hikayeni beğendim :) bence en gizemli tip Hei Ryung ortalık karışırsa onun yüzünden karışırmış gibi geliyo. Kwang Ho'yu sevdim şahsen ama klasik ünlü tipi o da içinden başka şeyler çıksa süper olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene çok sevindim.Gizemli tip konusunda Hei Ryung ve Young Nam kıyasıya yarışabilir:)İlerleyen bölümlerde neler olacağını göreceğiz Kwang Ho'ya:)

      Sil
  7. Hepsini okudum bu da nefretle başlayan aşklardan olmasın ?
    Bence zaten Kwang Ho yapmamış.Belki kurtaracaktı kızı ;D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de.Hala tam olarak ne yazacağıma karar veremedim ama bakalım :)

      Sil
  8. Her bölüm diğerinden uzun olmaya başladı inşallah upuzun bölümler okuruz ve hikaye böylece çabuk bitemez :D young namın beklenmedik hareketleri heyecan verici ve diğerinin yüzündeki hayal kırıklığı taşıyan ifadeyi sevdim :)) ellerine sağlık canım süpersin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım:) Young Nam, bambaşka biri! İlerleyen bölümlerde daha etkin bir şekilde rol alacak :)

      Sil

♥ Bu bölümü nasıl buldun?Peki fikrini bizimle paylaşmaya ne dersin? ^^ ♥

Tasarım:Sawako Kuronuma