4 Eylül 2013 Çarşamba

Kara Kutu-Bölüm 7




Güvenme...


“Bir randevu…”

Bu cevap donup kalmama yeterli olmuştu.

Kwang Ho ve ben bir randevuda…Bunu öğrenen Kwang Ho hayranı kızların tepkileri...Sosyal medya manşetleri…Bu çocuk tam olarak neyin peşinde!O an ondan etkilenmiş olabilirim ama bu benim aptal olduğum anlamına gelmez!Hem biz sevgili bile değiliz ki…Hem sonra Young Nam var!Evet evet bu durumu asla kabul edemem.


Kendimi tutamayarak birden:

“Hayır, bunu asla kabul edemem!Seninle sevgili bile değiliz” diyerek bağırdım.O kadar heyecanlanmıştım ki sesimin çıkaracağı gürültüyü düşünememiştim.

Kwang Ho, cevabım karşısında ilk önce şaşkın gözlerle bana baktı.Biraz duraksadıktan sonra gülmeye başladı ama normal bir gülüş değildi bu!Kendinden geçmiş bir şekilde kahkahalar atıyordu.

Bu kadar komik olan da neydi ki?Kendimi bu kadar aptal yerine düşürecek ne yaptım!

Kwang Ho'nun bu tepkisi sonrasında suratım gittikçe düşmeye başladı.
Bozulduğumu fark eden Kwang Ho, bir eliyle ağzını kapatıp gülmemeye kendini zorlayarak konuşmasına devam etti.

“Bir randevudan kastım, evimdeki çalışma odasını tasarlamandı.Seninle çıkacağımı da nereden düşündün?” 

Yine gülmeye başlamıştı, bu sefer daha az gürültülüydü gülüşü...Ama beni rahatsız eden gülüşü değildi, verdiği cevaptı. 

Aptalsın Ada!Kendini tutsaydın ne olurdu sanki?!Rezil ettin kendini...Hah randevuymuş bir de!Kesin bilerek yaptı bunu!Seninle dalga geçmek için!Altta kalamazsın, bir şeyler söylemelisin!

Altta kalmamak için "umrumda değil" ifademi takınıp aklıma gelen ilk cümleyi alaylıca söyledim.


“Bir idole göre çok cimri olmalısın ki, benim gibi bir öğrenciye tasarım yaptırıyorsun.Ayrıca senin zevksizliğini yok edecek kadar iyi bir mimar tanımıyorum!” 

Ama bu cümleler bile  onun neşesini kaçıramamıştı, gülümsemeye devam ederek: 

“Bu akşam oynamam gereken bir maç var,yarın okul çıkışı işe başlayabilirsin.Şimdi gitmem gerekiyor, eğer bu kadar yavaş hareket edersen derse geç kalacaksın” dedi.

Saate baktığımda dersin başlamasına sadece bir dakika kaldığının farkına vardım.Aceleyle masadan kalkıp kızlara doğru koştum. Hep beraber hızlıca derse yetişmeye çalışıyorduk ama Bong Cha koşarken bile beni soru yağmuruna tutuyordu.

"Biraz yavaş ol Ada...Yetişemiyorum sana!Kwang Ho ne dedi hem affetti mi seni?Söyledin mi ona Bong Cha sana hep inandı diye?!"


Bong Cha'nın bu bitmek bilmeyen zamansız soruları beni delirtmeye yetiyordu.Zaten Kwang Ho'ya rezil olmuştum.Ne vardı ki şu enerjisini derslerde harcasaydı!Her seferinde kıl payı geçmekten kendini kurtarırdı.Sinirime hakim olup sadece:


"Sonra konuşuruz Bong Cha"dedim.


Ama Bong Cha, konu Kwang Ho olunca vazgeçmek ne bilmiyordu.


"Aisssh!Şimdi söylesen ne olacak sanki?!"


Nefes nefese kalmış bir şekilde Bong Cha ile uğraşmak tam bir işkenceydi.Neyse ki Hei Ryung daha fazla dayanamadı ve:


"Sonra anlatırım dedi ya Bong Cha!Profesörün dersine geç kalmak mı istiyorsun?!"dedi.


Bu cevap Bong Cha'yı tedirgin etmeye yetmişti.Geç kalırsak bir daha o derse giremeyeceğimizi çok iyi biliyordu.Suratını asıp, nefes nefese kalmış bir şekilde bana döndü ve ekledi.

"Pekala ama sonra anlatacaksın Ada, söz mü?"


"Söz..."


Sınıfa son anda nefes nefese yetiştik.Sırama oturduğumda Young Nam arkasını döndü ve bir mendil uzaktı.

“Bu kadar acele etmene gerek yoktu, Profesör bir işi çıktığından dolayı 15 dakika geç gelecekmiş” diyerek gülümsedi  ve ekledi. 

“Bu akşam Güzel Sanatlar Fakültesiyle Mimarlık Fakültesinin futbol maçı var.İzlemeye geleceksin değil mi?Seni orada görmeyi gerçekten çok isterim”dedi.

Gülümseyerek “Tabi ki” yanıtını verdim.


Evet gitmek istiyorum ama bu gerçekten Young Nam için mi?Yoksa Kwang Ho’nun orada olması da bu durumda etkili mi?Bana tam olarak ne oluyor böyle…Kendine gel Ada!

***




Dersin bitiminden sonra maçın yapılacağı sahaya geldik.Herkes izleyici koltuğunda yerini almıştı.Bong Cha kalabalığın içinde zıplayarak Hei Ryung ve bana el sallıyordu.

Bong Cha’nın herkesten önce tribüne gitmesi işini ölüm kalım savaşına çevirmesi sonucu yerimiz en önlerdeydi.Oradan çok rahat sahayı  görebiliyordum.


İlk önce Mimarlık Fakültesinin oyuncuları çıktı sahaya, olduğumuz tribünde birden çığlıklar yükselmeye başladı.Tezahüratların çoğu Young Nam içindi.Taraftarların içinde en çok Bong Cha'nın sesi duyuluyordu.


"Young Naaam!Harika görünüyorsun!Maçı kazanıp fakültemizi onurlandırmalısın!"


Young Nam, Bong Cha'nın çığlıklarını kalabalığın içinde duydu ve bize bakıp el salladı.Bong Cha ise bağırmaya devam etti.


"Bütün Young Nam fanları yanında...Seninleyiz sonuna kadar!"


Bong Cha'yı ilk defa böyle birini yüreklendirirken görüyordum.Kendini bir şeye adadı mı yapamayacağı şey yoktu.Young Nam fan kulübünün başkanı olduğundan dolayı kendini sorumlu hissediyor ve yalnızca Young Nam'ı desteklediğini sanıyordum ki Bong Cha yine altın vuruşunu yaptı.


"Yalnız oynarken dikkat et Kwang Ho'yu yaralama!O bir idol sonuçta!"


Şok olmuş bir şekilde Bong Cha'ya baktım, Hei Ryung ise çoktan gülme krizlerine girmişti.Daha sonra kendini toparlayarak :


"Bong Cha'yı tanıyamadın mı daha?Onun için en önemli kişiler yakışıklı idollerdir"dedi.


"Haklısın...Bong Cha bu!"deyip gülümsedim.



Hemen ardından Güzel Sanatlar Fakültesi çıktı sahaya…Bu sefer iki tribün aynı anda Kwang Ho için yapılan tezahüratlarla doldu.
Aynı zamanda flaşlar da patlamaya başlamıştı.

Takımların birbirini selamlaması sonrasında maç başladı.Gazeteciler , Kwang Ho’yu futbol oynarken fotoğraflamak için birbirleriyle yarışıyorlardı.


Futbolu hiçbir zaman çok eğlenceli bulmama rağmen, hayatımda belki de ilk defa bu kadar dikkatli bir maç izliyordum.Bong Cha, çığlıklarla bir Kwang Ho’yu bir Young Nam’ı destekliyordu.Hei Ryung da fazlasıyla adapte olmuştu maça...

Karşı tribüne baktığımda Jin Ae ve arkadaşları görünüyordu.Kızların hepsi büyük bir coşkuyla Kwang Ho'ya tezahürat yapıyorlardı.Bong Cha'nın gereksiz konuşmaları sayesinde hepsi hakkında bilgiye sahiptim.


Jin Ae'nin sağ tarafında duran kızıl saçlı kız Eun Mi.Büyük bir modacının üç kızından biri.Jin Ae ile orta okuldan beri beraberler ve ona kayıtsız şartsız bağlı.


Eun Mi'nin hemen yanındaki, hafif dalgalı siyah saçlı kız ise Soo Jin.Anne ve babası Kore'nin en iyi avukatları olmasıyla beraber büyük bir avukatlık bürosunun sahibiler.Jin Ae'nin liseden arkadaşı...Lisede çıkardığı kavgalarla meşhur ama bu onun için hiçbir zaman sorun olmamış.Ailesi her defasında güçleriyle konuyu kapattırmışlar. 


 Jin Ae'nin solunda duran kısa siyah saçlı, sert mizaçlı kişi ise Jae Hwa...Anne ve babası kendi alanlarında Kore'nin en iyi doktorlarından ve büyük bir hastanenin sahibiler.Ailesi, Jin Ae'nin aile dostu.Fazlasıyla kibirli ve sert mizaca sahip olmasına rağmen hakkında fazla bir bilgi yok.



Kafamı çevirip tekrar maça adapte oldum.Oyunculardan biri topu Young Nam'a pas attı, Young Nam büyük bir dikkatle kaleye doğru ilerlemeye başladı.

Sanırım gol olacak!Hadi Young Nam! 

Mimarlık Fakültesinin taraftarları daha çok bağırmaya başlamıştı.Young Nam, rakiplerinin arasından sıyrılarak geçiyordu.Daha sonra hızlı bir şekilde karşısına Kwang Ho çıktı.Aralarındaki mesafe sadece 1 metreydi.

Bu sefer Güzel Sanatlar Fakültesi'nin taraftarları da bağırmaya başlamıştı.Young Nam'ın kaleye olan uzaklığı oldukça fazlaydı.Oradan atmaya çalışırsa büyük ihtimalle top kalecinin kucağına gidecekti.Kwang Ho da bundan emin bir şekilde Young Nam'ın geçmesine izin vermiyordu.Diğer rakip oyuncular da onun çevresini çevirmeye başlamıştı.Young Nam'ın o mesafeden kaleye gol atmayı denemesinden başka bir çaresi kalmamıştı artık.Hafifçe geriye doğru geriledi ve sert bir şekilde topu kaleye gönderdi.

Kwang Ho topu durdurmaya çalışsa da başarılı olamadı.Top Kwang Ho'nun sağından rahat bir şekilde geçti ve gol oldu.

Mimarlık Fakültesi tribünü tezahüratlarla yıkılıyordu.Young Nam'ın harika notlara sahip öğrenci olmasının yanında futbolda da harika olduğunu öğrenmiştim artık.Her gün ona ait bir yeni bir özellik daha keşfediyordum.

***


Maç arasının verilmesine 10 dakika kalmıştı ve yan tarafıma döndüğümde sadece Bong Cha'yı gördüm, Hei Ryung yoktu.Bong Cha'ya dönüp:

"Hei Ryung nerede?Daha birkaç dakika öncesine kadar yanımızdaydı.Nereye kayboldu birden?"dedim. 


Bong Cha, maça tamamen kilitlenmişti, yüksek sesle ona seslenmeme rağmen hiçbir tepki vermiyordu.Yapacak tek şey kalmıştı;sertçe dürtmek...

"Aisshh Ada!Omzum acıdı"dedi suratını asarak...


"Özür dilerim.Sana seslendim ama beni duymadın.Ayrıca Hei Ryung nerede?Onu göremiyorum”


“Lavaboya gideceğini söyledi, birazdan gelir.10 dakika sonra mola verilecek, hadi Young Nam'ın yanına git ben Kwang Ho'yu idare ederim” Bong Cha sırıtmaya başlamıştı yine...

Bir süre maçı izlemeye devam ettim ama Hei Ryung hala geri dönmemişti.Karşı tribüne baktığımda Jin Ae ve arkadaşlarının yerlerinde olmadığını farkettim.Tedirgin olmaya başlamıştım, başına bir şey gelmiş olabilirdi.


Maçın ara vermesini beklemeden koşarak lavaboya doğru ilerledim.Lavabonun olduğu koridorun başına geldiğimde birden Jin Ae’nin arkadaşlarının hızlıca içeri girdiğini gördüm.Artık daha hızlı koşmaya başlamıştım.Bu Hei Ryung’a kurulmuş bir tuzak olmalıydı!

Çok kısa olan koridor bitmek bilmiyordu.Sonunda lavabonun kapısına kadar gelmiştim.İçeriden Hei Ryung'ın ve Jin Ae'nin arkadaşlarının bağırışları geliyordu.Tek dileğim Hei Ryung’ın zarar görmemiş olmasıydı.Kapıyı açtım ve...


 Bu da tam olarak ne?

****






Kapıyı açtığımda donakaldım.Hei Ryung’ın kollarında Jin Ae uzanıyordu ve Hei Ryung hıçkırarak ağlıyordu.Yaşadığım şaşkınlık yerini korkuya bıraktı.

Jin Ae baygındı ve başından ince bir sıra halinde kan akıyordu.Bunu ona Hei Ryung yapmış olamazdı.Ne kadar kızgın olursa olsun bunu ona yapacak kadar kötü bir insan değildi Hei Ryung...

Jin Ae'nin arkadaşları ise büyük bir nefretle Hei Ryung'a bakıyorlardı.Soo Jin kendini daha fazla tutamayıp:


"Ona bir şey olursa bunun tek sorumlusu sensin!Ona yaşattıklarına bak!Eğer ona bir şey olursa seni yaşatmam!" diye bağırarak Hei Ryung'a doğru yürüdü.


Eun Mi, Soo Jin'i kolundan tutup kendisine çekti ve:

"Jin Ae'nin haline bak!Şu an böyle bir kavga için uygun değil!"diye bağırdı, gözleri dolarak...


Hei Ryung, hiçbir şey söylemeden ağlamaya devam etti.

Jae Hwa ise hiçbir şey olmamış gibi sakince Jin Ae'ye baktı ve ardından ambulansı aradı. 

Yaşadığım korku ve şaşkınlık giderek büyüyordu. Ambulans geldiğinde Hei Ryung ve ben, Jin Ae'nin bulunduğu ambulansa bindik.Jin Ae'nin arkadaşları özel arabayla gelmeyi tercih etmişlerdi.


Yol boyunca ne Hei Ryung ne de ben hiçbir şey konuşmadık.Bunu Jin Ae’ye yapan Hei Ryung değildi belki ama mutlaka onunla bir ilgisi olmalıydı.Yoksa nasıl öyle bir anda Jin Ae'nin yanında bulunabilirdi ki? Jin Ae’nin başına gelenlerle kesinlikle bir ilgisi olmalıydı.


Merakım ve korkum git gide artıyordu.Ama hastaneye gidene kadar sabretmeliydim.


***


Artık hastanedeydik.Çoktan Jin Ae doktor kontrolüne alınmıştı.Eskisine oranla daha sakindim artık...

Telefonla Bong Cha’yı arayıp ayrıntıları anlatmadan hastanede olduğumuzu haber verdim ve Hei Ryung’ın yanındaki boş sandalye sırasına oturdum.İkimizde ağzımızı açıp tek bir kelime etmedik.


Hei Ryung’ın ağlaması da durmuştu artık ve konuşmaya başladı.

“Neler olduğunu merak ediyorsun değil mi ya da ona bunu yapanın ben olup olmadığımı?Her ne kadar  ondan nefret ediyor gibi gözüksem de ona asla böyle bir şey yapmam, yapamam!O benim sahip olduğum tek akrabam…Ondan nefret etmiyorum ama ona kızgınım bu doğru, hem de çok kızgınım!” 


Hei Ryung’ın sesi giderek titremeye başlamıştı.Hiçbir şey söylemeden onu dinlemeye devam ettim.


"Kızgınım çünkü bitmek bilmez nefreti yüzünden sadece beni değil çevremdekileri de incitmeye başladı.Buna lisedeyken göz yumdum.Eğer bunu yaparsa nefreti git gide azalır diye düşündüm.Ama öyle olmadı.Ben göz yummaya devam ettikçe o daha kötüsünü yapmaya başladı.Bütün arkadaşlarımı benden uzaklaştırdı ve onlar benden nefret ettiler ama artık buna göz yumamazdım.Seni kaybetmeyi göze alamazdım!Bu gün maçtayken ona mesaj attım ve konuşmamız gerektiğini söyledim.Herkes pür dikkat maçı izlediği için en görülmeyecek yer lavaboydu.İkimiz de geldiğinde konuşma kısa sürede tartışmaya yol açtı ve ben ona kızıp, ondan nefret ettiğimi söyledim.Jin Ae ne kadar katı gözükse de çok duygusaldır.İlk önce öylece donup kaldı sonrasında yerdeydi "


Hei Ryung şimdi hıçkırarak ağlıyordu.Hafifçe Hei Ryung'a sarılıp yavaşça saçlarını okşadım.


“Sorun yok, her şey yolunda…”

Hei Ryung’a sarılmış onu teselli ederken Bong Cha hemen ardından da Jin Ae'nin arkadaşları gelmişti bile.

Bong Cha gözlerini kocaman açmış, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.O kadar şaşkındı ki hiçbir şey söyleyemiyordu.Hemen bizim oturduğumuz sandalye sırasına oturdu ve sessizce:


"Neler oluyor burada?"dedi.


Jin Ae'nin arkadaşları ise tam karşımızdaki sandalye sıralarına dizildiler.Eun Mi ve Soo Jin patlamaya hazır bir bomba gibi öfkeyle Hei Ryung'a bakıyorlardı.Jae Hwa ise hala sakin soğukkanlılığını koruyordu.


Çok geçmeden doktor geldi ve:


“Hastanın durumu gayet iyi, ufak tefek yaralanmaları var.Bayılması tamamen sinirsel” dedi.

Hepimiz birden gülmeye başladık, mutlu olmuştuk.Doktor kaşlarını çatarak bize baktı ve:

 “Burası bir hastane!Burada bu kadar ses çıkaramazsınız.Bu arada Hei Ryung hanginiz?Hasta onunla görüşmek istiyor”

Hei Ryung büyük bir sevinçle Jin Ae'nin bulunduğu hasta odasına gitti.Eun Mi ve Soo Jin bu durum karşısında sinirlenmiş ve söylenmeye başlamışlardı.


Soo Jin kaşlarını çatmış sinirli bir şekilde:

"Neden onunla görüşmek istiyor ki?!"dedi.  


"Jin Ae'nin bir bildiği vardır, ona güven..."diye sakince karşılık verdi Jae Hwa.

"Ne olursa olsun o kızı sevmiyorum!"dedi Eun Mi.

Jin Ae'nin arkadaşları bu durumdan hiç hoşnut değillerdi.Hepsi nedensizce Hei Ryung'dan nefret ediyorlardı ve bunu açıkça bizim olduğumuz yerde dile getiriyorlardı.Söyledikleri beni kızdırıyor olsa da kendimi tutmalıydım, hastanede tartışma çıkarmak hoş olmazdı ama Bong Cha'yı nasıl idare edecektim.Kaşlarını çatmış büyük bir nefretle Jin Ae'nin arkadaşlarına bakıyordu.Onlarsa bizi hiç umursamadan söylenmeye devam ettiler.


"Bu gün başına gelenler de o kız güzünden olmadı mı?!" diye çıkıştı Soo Jin.


"Onu affetm..." 


Eun Mi'nin cümlesi, Bong Cha'nın daha fazla dayanamaması ve bağırmaya başlamasıyla kesildi.

"Sizi neden ilgilendiriyor bunlar!Onlar kardeş değil mi?!Kapatın çenenizi"


Bong Cha'yı ilk defa böyle sinirli görüyordum.Ellerini yumruk şekline getirmiş, burnundan soluyarak büyük bir öfkeyle onlara bakıyordu.Birkaç saniyelik şaşkınlıklarının ardından onların da yüzleri sinirli bir şekil almıştı.


Lanet olsun!Biraz daha çeneni tutamadın mı Bong Cha?!Hastanede mi kavga edeceğiz şimdi?!

İki saniyede tüm senaryo aklımdan geçmeye başlamıştı.Birazdan büyük bir kavga olacaktı, hastanenin içinde...Kavgalarıyla ünlü olan Soo Jin tek bir hareketle Bong Cha ve beni yere indirecekti, tabi saçlarımızdan çekerek...Biz de tepki verecektik ama onun ki kadar etkili olmayacaktı.

Rezalet bu!Ne yapmalıyım?

Eun Mi ve Soo Jin sinirli bir şekilde, Bong Cha'ya doğru yürürlerken Jae Hwa, onları kolundan tuttu ve yerlerine oturttu.Yüzündeki ifade fazlasıyla ciddiydi ama sakinliğinden de hiçbir şey kaybetmemişti.Diğer ikisinin yanından sakince kalkıp bana doğru yürümeye başladı.Karşıma geldiğinde sert bir şekilde kolumdan aşağı doğru çekip dudağını kulağım hizasına getirip sessizce fısıldadı.


"Güvenme..."


Kolumu bırakıp hafifçe beni geriye doğru itti.Birkaç adım geriye doğru sendeleyip durdum.Şaşkınlık içerisindeydim, ne olduğunu anlayamamıştım.Çünkü fısıldadığı kelimeyi Türkçe olarak söylemişti.O ise hiçbir şey olmamış gibi kibirli bir bakış atıp ekledi.

"O aptal arkadaşına dilini tutmasını öğret.Burası bir hastane olmasaydı işler sizin için yolunda gitmezdi!" 


Bong Cha, yaşadığı şaşkınlığı atıp sert bir şekilde oturduğu yerden kalktı.Konuşmaya başlayacakken sertçe kolundan tuttum ve ekledim.

"Burası olmaz Bong Cha..."


Bong Cha, dudaklarını büzüp burnundan solumaya devam etti ve yerine oturdu, ben de hemen onun yanına.Ama aklımı karıştıran bir şeyler vardı.


"Güvenme" bununla tam olarak ne demek istedi ki?Hangi konuda kime güvenmemeliyim?!Hem Türkçe konuşmayı nereden biliyor?!Büyük ihtimalle bana karşı oynadıkları yeni bir oyun olmalı bu...


***


Hei Ryung odadan çıktığı gibi Jin Ae'nin arkadaşları odaya girdi.Jae Hwa ile odaya girmeden hemen önce göz göze geldik.Yüzünde yine ciddi bir ifade vardı.Diğer ikisinin yüzündeki mutluluğun ilk harfi bile yoktu onda...Fazlasıyla soğuk biri olmalıydı.

Hei Ryung ise oldukça mutlu gözüküyordu.Jin Ae ile arasındaki buzların çözüldüğü hissediliyordu.Bu olay, onların eski haline dönmesi için harika bir fırsat olmuştu!Nerdeyse Jin Ae'nin bayılıp yaşadığı bu olay için Allah’a şükredecektim.O kadar mutluydu ki…


Ama hala beni huzursuz eden bir şey vardı.Aklım hala Jae Hwa'nın söylediği o kelimedeydi "Güvenme"...

43 yorum:

  1. Ellerine sağlık gerçekten güzel bir bölüm olmuş ama Kwang Ho ve Ada'nın etrafında geçen olayları okumayı daha çok seviyorum sanırım, bu bölümde biraz sıkıldım doğrusu bence bu konu üzerinde daha çok yaz diğer olayları da işle tabi ki ama Ada ve Kwang Ho ile ilgili bölümleri okuyunca ve hayal edince daha çok hoşuma gidiyor açıkçası:D Bence Ada ile Kwang Ho beraber olmalı tamam diğer çocukta iyi hoş ama onu seçerse büyük hayal kırıklığı olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir sonraki bölüm bol bol Kwang Ho'lu olacak.Eğer bu bölümleri anlatmazsam daha sonra bağlamam zor olur:)Düşüncelerini dikkate alacağım :)

      Sil
  2. hangisi daha önemli? Ada'nın özel hayatı mı ya da
    Hye Ryung'un sakladıkları mı? bir bölümde Ada'dan bahsederken diğerinde Hye Ryung'dan. neyin önplanda olmasına karar vermelisin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl kızımız Ada ama Hei Ryung da onun en yakın arkadaşı illa ki hayatını etkiliyor, bu sahnelerle olayları bağlıyorum :)

      Sil
    2. benim söylemek istediğim ada+hye rung yerine ada+onun aşk hayatı üzerine yoğunlaşırsan daha ilgi çekici olur.bu arada bu bölümün başını iyi bağlamışsın.önceki bölümü okuyan herkes bu bölümde randevuya çıkacaklarını düşünmüştür.milleti ters köşeye yatırdın. Tebrikler :)
      Böyle devam et,lütfen

      Sil
    3. Ne demek istediğini çok iyi anladım haklısın da ama yazarken pat diye bağlanmıyor daha sonrasında olayları bağlayabilmem ve karışıklık çıkartabilmem için bu bölümlarin yazılması gerekliydi.Bundan sonra bol bol aşklı yazabilirim :)

      Sil
    4. kesinlikle. ben sürekli aşk hayatından bahsedilmesi taraftarı değilim bu okurların canını sıkacak klasik bir aşk hikayesi ortaya çıkartacaktır ama arkadaş da haklı sürekli bu can sıkıcı problemlerden bahsediyosunuz biraz azaltılmalııı

      Sil
  3. Süper süper süperdi :) bölümler daha da uzun olmalı bence. Ben young nam la olmasını istiyorum onun sevgisinin derinliğini çok sevdim dizilerde kız ukala olan ve önceleri sinir oldukları ünlü idolü seviyor ama sonuçta bu bir dizi değil tabii :D canım inşallah yeni bölüm hemen gelir ve uupuzun olur ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım, eğer Ada Young Nam ile olursa Kwang Ho severler üzerime yürür diye korkuyorum:)En kısa zamanda yazmaya çalışacağım :)

      Sil
    2. istediğin iki şey aynı anda olmaz.eğer yazı uzun olursa okuyucuların bekleme süresi uzar.eğer yazı hemen okuyuculara sunulursa uzun olmaz.

      Sil
    3. Aslında yazının uzun olmasından çok yazacağın olayları belirlemek zor tabi uzun olmaması için illa ki daha uzun bir süre de gerekli :)

      Sil
  4. Niye yazarı eleştiriyosunuz ki o ne isterse o yazar bize de okumak düşer eğer beğenmeyiıp el atmak istiyosanız sizin de kendinize bi blog açmanız daha yararlı olur. Bence çok güzel her gün yeni bir bölüm eklenmiş mi diye bakmaktan kendim alamıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eleştiriler saygı çerçevesinde olduğu sürece sorun etmem,herkesin düşünceleri önemli benim için:) Ayrıca güzel sözlerini için teşekkür ederim:)

      Sil
  5. Bu bölüm çokk güzeldi :D tebrik ediyorum seni :D:D Yeni bölümüde heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, en kısa zamanda yazmaya çalışacağım:)

      Sil
  6. Yorumları kısacak okudum. Eleştirenler olmuş. Ama ben hep hikayemi eleştiren kişiler olsun istiyorum. Yaptığım hataları düzeltebiliyim diye.. Ben bu bölümü de beğendim. Eğer uzun soluklu bir hikaye yazacak isen başka karakterlerin hayatına değinmen evet güzel.. Ama biz hiçbir şey anlamadan bitiriverirsen o zaman tepki olur. Şahsen Kwanh ho'yu tuttuğum için randevu olmasını isterdim :D Ve unutulmasın ki büyük aşklar nefretle başlar. Adaya güveniyorum. Doğru kararı verecektir. Hikayen güzel ilerliyor , olayları güzel bağlıyorsun. Dialogları seviyorum. Helede Ada ve Kwang Ho'nunkileri. Young Nam karaketerine ısınamadım nedense. Şu gol meselesi var bide :D Bence sen orda hafiften kimi seçeceğini belli etmişsin.. Tabii bize okumak düşer. Yapıcak bişi yok :/
    Kwang Ho Forewer <3<3
    Başarılar. Emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eleştirenlere kızmıyorum öyle bir şey anlaşılmasın.Kızsaydım yayınlamazdım:) Ayrıca asıl erkek kahramanı hala seçmedim, nedense o golü Young Nam atsın istedim.Her şeyde de Kwang Ho iyi olmamalı, insanız sonuçta :D

      Sil
  7. O yumruğu Kwang Ho'ya atmayaydı. Young Nam'a lafım yoktu. Ama orda benim şarteller attıydı :D O nedenle her şeyde Kwang ho iyi olsun istiyorum :D Ama düşüncene katılıyorum Bir insan her şeyde iyi olamaz :D Hikayen gerçek hayatı andırdığı için. Bencede eşit ağırlık en doğrusu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama ilerde bu eşitlik bozulacak.Bakalım bu durum kimin lehine olacak:)

      Sil
  8. Konular çok çabuk geçiyor gibi..
    Ama çok güzel.
    Teşekkürler yeni bölümü bekleyeceğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim:) Konular konusunda biraz aceleciyim sorunların çok uzun sürmesini sevmiyorum :)

      Sil
  9. Yenı bolum ne zaman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmaya başladım ama tam tarih veremem:)

      Sil
  10. Hızlı yaaaaaz :D emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabildiğince hızlı yazmaya çalışıyorum ama bakalım ayrıca teşekkürler!! :D

      Sil
  11. Vaaa durumlar nereye gidiyooor? aklıma yatmayan şeyler burda cuk oturdu en çok bunu seviyorum parçaların birleşmesi mutluluk verici devamını bekliyoruum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devamı biraz gecikecek gibi hala beğenmediğim şeyler var, düzeltilmesi lazım:)

      Sil
    2. Bekleriz o zaman sawako cuum senin içine sinince biz daha çok beğeniriz kesin :)

      Kolay gelsin :)

      Sil
    3. Anlayışın için teşekkürler canım :)

      Sil
  12. Yeni Bölüm ne zaman gelir acaba ayrıca diğer yorumlara göz gezdirdim bencede keang ho ve ada üzerine yoğunlaşırsan daha iyi , eğlenceli olacağını düşünüyorum ama yinede iyi bir bölümdü :) yazılarının devamını bekliyorum :) fighting

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni bölümü hala yazıyorum ama biteceği tam günü söyleyemem.Çünkü her gün oturup yazamıyorum, fırsat buldukça ve aklıma yeni bir şeyler geldikçe yazıyorum:) Ara bölümleri geçtiğimiz için artık olay Ada ve Ada'nın çevresinde geçecek ama hala asıl erkek kahramanımızın kim olduğu belli değil :)

      Sil
  13. Süpersin canim başarılarının devamını bekleriz sawakocum

    YanıtlaSil
  14. sana baskı yapmak istemem ama bizde meraktan öleceğiz , yeni bölümmm!!!!!!! :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu an yazıyorum baya bir şey şekillendi.Hemen yazmaya çalışıyorum ama istediğim gibi de olması önemli, olay örgüsünü bitireyim düzenlemesini yapayım işte bu da sanırım maksimum 2 günümü alır:)

      Sil
  15. Bir sürü hikaye okudum ve inan bana böylesine etkileyici ve güzel olanına rastlayamadım bu yüzden günde kaç kere yeni bölümü yazdın mı diye girip girip bakıyorum yeni bölümü gördüğümde heyecanla hemen açıyorum.ayrıca çoğu hikaye biribirleriyle ve dizilerle çok fazla benziyor ama seninki öyle değil :) ve inşallah bu samimiyetini hiç kaybetmezsin :) yeni bölümüü lütfen hemen yazzzz:)) sabırsızlanıyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumların için teşekkürler :) İnşallah bu farkı her zaman koruyabilirim :) Yeni bölümün olaylarını bitirmek üzereyim ama düzenlenmesi ve de içime sinmesi lazım sonra hemen yayınlayacağım :)

      Sil
  16. lutfennn yeni bolum gelsin artik :)) bu tarz hikayeler yok genelde bir solukta okuyabilecegimiz seni oncelikle tebrik ediyorum kalemin gercekten iyi ve olaya genis bir pencereden bakiyorsun bu onemli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa sürede yayınlayacağım :)Yorumların için çok teşekkürler :)

      Sil
  17. Lütfen bu akşam gelsin nolur artık dayanamıyorum ya yeni bölümü kafamda kurdukça meraklanıyorum :D :D lütfeeen bu akşam yayınla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söz vermeyeyim ama yetiştirmeye çalışacağım :)

      Sil
  18. İsyanlardayııııııııım evin içinde Kwang Ho diye böğüre böğüre dolanıyorum tabi senin sayende kendi kafamda yarattığım karaktere aşık oldum A:SDa:SDAS:D:Asd Eğer Ada onu seçmezse büyük hayal kırıklığı olacak ki diğer çocuğun taraftarları arkadaşlarda var şimdi onlarında tepkisini almak istemiyorum ama KWANG HO'YU SEÇMELİ KESİNLİKLE BÖYLE. :d bu arada harbiden yetiştirebilirsen süper olur günlerdir bekliyoruz yazık bize :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olay örgüsü tamamlandı içime de sindi, şimdi düzenlemek kaldı en geç yarın yayınlanır en erken de saat 10 10 gibi artık bakalım:)

      Sil

♥ Bu bölümü nasıl buldun?Peki fikrini bizimle paylaşmaya ne dersin? ^^ ♥

Tasarım:Sawako Kuronuma