Merhaba aşkım!Görüşmeyeli uzun zaman oldu!
"Benimle gerçekten çıkmaya ne dersin?" dedi nefesini yüzümde hissederken...
Çıkmak mı?!
Cevabımı beklemeden Kwang Ho
kollarımı çekip yanımdan ayrılarak yatağın öbür kısmına uzandı,sırtı bana dönük
bir şekilde...
"Hemen cevap vermek zorunda değilsin"dedi hafif endişeli ses tonuyla.
Kwang Ho utanıyor mu?
Hayır Ada, Kwang Ho bu sefer korkuyor...Vereceğin cevap
Kwang Ho'yu korkutuyor.Peki ne diyeceksin?
İçimdeki heyecan Kwang Ho’nun son cümlesiyle şaşkınlığa dönmüştü.Bu pek Kwang Ho’ya göre değildi ama yine de ondan hoşlanıyordum, artık duygularımdan emindim.
Yavaşça yaklaşıp Kwang Ho'nun arkasından sarıldım.Kwang Ho, afallayıp, kaskatı kesildi.O
kadar sıkı sarılmıştım ki, kalp atışlarını çok rahat duyabiliyordum.
Kwang Ho, birkaç saniye sonra üzerindeki şaşkınlığı atıp hızlıca bana doğru döndü.
"Bu evet de..."
Hiçbir şey düşünmeden sağ elimi Kwang Ho'nun yüzüne koydum.Dudaklarımı onun dudaklarına yaklaştırmaya başladım.
Ne yapıyorsun Ada?!
Bu sefer ilk adımı atan bendim!Kwang Ho da yaklaştırıyordu, dudaklarını dudaklarıma...
***
Zil sesi...
Sabah ikimizde zilin sesiyle uyandık.Kwang Ho'nun göğsünde olan başımı hafifçe kaldırdım.Gülümseyerek dikkatlice yüzüme bakıyordu.Utanarak hemen başka yöne döndüm.Aynı anda zil tekrar çaldı.Kwang Ho yataktan kalkarak:
"Ben bakarım!"dedi ve hızlı bir şekilde daire kapısını açmaya gitti.Yatakta doğrulmuş gözlerimi ovuşturuyorken:
"Ada nerede?Polise ifade vermeye gitmemiz lazım"diye bir ses duydum.Bu Young Nam'dı.
"Adaaa!"diye seslendi Kwang Ho.
Yerimden kalkıp odanın kapısına doğru ilerledim.Hala uykulu hissediyordum kendimi...Odanın kapısından çıkar çıkmaz Young Nam ile göz göze geldim.Young Nam, suratında ciddi bir ifadeyle baştan aşağı beni süzüyordu.
Ne oldu ki?
Young Nam'ın bakışlarına anlam veremeyip pembe pijamama baktım.Her yeri ayıcıklı olan pijamama...
"Biliyorum...Biliyorum...Bu yaşa geldim hala ayıcıklı pijamalar giyiyorum o yüzden gülüp dalga geçebilirsin!"dedim ukala bir tavırla ama Young Nam gülmedi.Tersine yüzündeki ifade daha da ciddileşmişti.
Kwang Ho ise pis pis sırıtıyordu.Şaşkın bir ifade bürümüştü yüzümü...Kwang Ho, daha fazla dayanamayıp yavaşça kulağıma eğildi.
"Az önce benim odamdan çıktın."dedi fısıldayarak.
Yüzüm birden kızarmaya başladı.
Lanet olsun!Ne kadar aptalım!Rezil oldum!Hiçbir şey göründüğü gibi değil desem...
Saçmalama Ada, daha ne görsün!
Kwang Ho, zafer kazanmış bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu.Bu durum onu fazlasıyla memnun etmişti.Young Nam, ise kapıda sağ elini yumruk haline getirmiş Kwang Ho'ya bakıyordu.
Sanırım birazdan kavga çıkacak!
Ortamı yumuşat Ada!Hızlı ol!
Young Nam'a dönüp "Birlikte kahvaltı yapmaya ne dersin?Sonrasında polis merkezine gideriz"diye atıldım.
Kwang Ho'nun gülümsemesi, benim cümlemden sonra kesildi ve şaşkın bir şekilde bana bakmaya başladı.Young Nam ise yumruk haline getirmiş olduğu eline serbest bırakarak, yüzüne gülümseme takındı.
"Tabi neden olmasın?"dedi direk Kwang Ho'ya bakıp gülümseyerek
Ada ortamı yumuşattığından emin misin?
Kwang Ho ise sinirlice mutfak masasındaki sandalyeye kuruldu, hemen karşısına da Young Nam...İkisi de patlamaya hazır bomba gibi dik bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı.Bense dolaptan hızlıca bir şeyler çıkarıp masaya koymaya başladım.İkisi arasındaki göz düellosunu ilk bırakan Young Nam oldu ve yerinden kalkıp hızlıca yanıma geldi.
"Sana yardım edeyim"dedi yapmacık gülümsemesiyle, sinirini saklamaya çalışarak...Hiçbir şey demeden bu sefer Kwang Ho kalktı yerinden.
"Sen otur HAYATIM,ben senin yerine hallederim!"dedi Young Nam'a dik dik bakarak hemen ardından beni sandalyeye oturttu.
İkisi arasında başlayan göz düellosu,kahvaltı hazırlarken mutfakta da sürüyordu.Her ikisi de tabak,çatal gibi eşyaları sert biçimde vurarak mutfak tezgahına koyuyorlardı.
Ada, sanırım savaş çıkacak!
Young Nam, eline aldığı un paketini hızlıca mutfak tezgahına koydu.Neredeyse yarısı yere ve Kwang Ho'nun üzerine geldi.Kwang Ho, sinirlenmeye başlamıştı ama kendini tutmayı başarıyordu,ya da ben öyle sanıyordum.İçi su dolu kabı yavaşça mutfak tezgahına koydu, hemen hızlıca bana doğru dönüp "Adaaa!"diye seslenirken eli kaba çarptı ve suyun hepsi Young Nam'ın üzerine geldi.
Kwang Ho yüzüne alaycı bir gülümseme takınarak:
"Pardon,yanlışlıkla oldu!"dedi
Artık ikilimiz arasında savaşın başladığı kesindi.Young Nam, sinirli bir şekilde gözlerini Kwang Ho'ya dikerek baktı ama Kwang Ho aldırmadan şarkı mırıldanarak elindeki domateslere işkence etmeye devam etti.Bense şaşkın bir şekilde susarak ikisini izliyordum.Young Nam, yüzüne hafif bir gülümseme takındı ve bana dönüp:
Kwang Ho yüzüne alaycı bir gülümseme takınarak:
"Pardon,yanlışlıkla oldu!"dedi
Artık ikilimiz arasında savaşın başladığı kesindi.Young Nam, sinirli bir şekilde gözlerini Kwang Ho'ya dikerek baktı ama Kwang Ho aldırmadan şarkı mırıldanarak elindeki domateslere işkence etmeye devam etti.Bense şaşkın bir şekilde susarak ikisini izliyordum.Young Nam, yüzüne hafif bir gülümseme takındı ve bana dönüp:
"Ada üzerim ıslandı, bir havlu alabilir miyim?"dedi sakince
Hemen yerimden fırlayıp banyo dolabından havlu almaya gittim.
Doğru ya üstü ıslandı!Bense saf saf oturup izlemekten başka bir şey yapmıyorum!
Banyodan havluyu alıp çıktığımda büyük bir şok yaşadım.Mutfak savaş alanına dönmüştü.Her yerde su,un,yumurta parçaları vardı ve göz düellosundaki ikilimiz düelloyu gözden ilerisine taşımışlardı bile...
"Ne yaptığını sanıyorsun?!"diye bağırdı Kwang Ho
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun?!Eğer Ada'ya zarar verdi..."
"Kesin artık şunu!"diye bağırmamla Young Nam'ın cümlesi yarıda kaldı.
Kwang Ho ve Young Nam, yaramaz çocuklar gibi geriye doğru çekilip başlarını yere eğdiler.
"Sanırım kahvaltıda yine tahıl gevreği var..."dedim iç geçirerek...
İkisini de sandalyelere oturtup kaseleri ve kaşıkları masaya koydum.Tahıl gevreğini, daha sonrasında sütü aldıktan sonra ikisinin arasındaki sandalyeye oturdum.Herkes tahıl gevreğini doldurup yemeğe başladıktan sonra Kwang Ho hızlıca:
"Aslında senin için özel specialim olan naneli krepi yapacaktım.Her şeye bu zoraki misafir engel oldu"dedi gözlerini Young Nam'a dikerek.
Hiçbir şey söylememe izin vermeden Young Nam konuşmaya atıldı.
"Yapmadığın iyi olmuş!Ada naneden nefret eder, değil mi Ada?"dedi onaylamam için yüzüme bakarak
"Evet ama nereden biliyorsun?"dedim şaşkın gözlerle Young Nam'a bakarak
"Seninle ilgili neredeyse her şeyi biliyorum.Naneyi yemeklerde sevmezsin, tek sevdiğin naneli şeker ve sakızlardır.En sevdiğin Türk yemeği yaprak sarması...Makarnadan nefret edersin, sadece spagettiyi seversin.Eğer yalnız başına karanlıkta boş bir sokakta yürüyorsan korkmamak için şarkı mırıldanırsın..."
"Ne yani?Bunca zamandır beni mi izliyordun?"dedim hayranlıkla karışık şaşkın bakışlarla Young Nam'a bakarak
"Hem de her dakik..."
"Herkes kahvaltısını yaptığına göre artık kalkabiliriz!"dedi Kwang Ho gürültülü bir şekilde yerinden kalkarak
Hemen ardından üzerini değiştirmek için odasına gitti.Young Nam, durumdan zevk alır bir gülümseme atarak:
"Ben de üzerimi değiştireyim, hemen çıkalım"dedi ve gitti.
***
10 dakika sonrası
Hangi arabaya bineceğimiz konusunda Kwang Ho ve Young Nam arasında yaşanılan küçük çaplı tartışma sonrasında Kwang Ho'nun arabasına binmeyi kararlaştırdık.Tabi şoför Kwang Ho olacağından hızlıca hareket edip beni yan koltuğa oturtup kemerimi taktı.Young Nam ise hiçbir şey söylemeden arka koltuğa oturdu.
"Sen gelmesen de olurdu.Polis istasyonuna gitmek Ada ile ikimizin işiydi.Senin şimdi stüdyoda olup çalışmam gerekli,karşında artık benim gibi güçlü bir idol var!"dedi Young Nam ukala bir tavırla
Kwang Ho ise sinirli bir şekilde dikiz aynasından Young Nam'a baktı ve arabayı daha hızlı sürmeye başladı.Öyle ki yaptığımız hız beni korkutmaya başlamıştı.
"Kwang Ho korkuyorum!"dedim ama Kwang Ho'nun yavaşlamaya niyeti yoktu.Elimi yavaşça Kwang Ho'nun elinin üstüne koydum.
"Lütfen, sakin ol!"diye fısıldadım.
Kwang Ho, yavaşlayıp bana dönerek gülümsedi.Artık sakinleşmişti.Ben de gülümseyerek ona karşılık verdim.Young Nam'ın ise aynadan yüzü yansıyordu, gözlerini bizim ellerimize dikmiş sinirli yüzü...
***
Polis merkezinde...
Polis memuru Young Nam'ın ifadesini aldıktan sonra bana döndü.
"Büyük bir suçun olduğu ortada ama..."
Polis memuru cümlesini tamamlamadan içeri Jin Ae ve ailesi girdi.Tuhaf bir şekilde üzgün gözüküyorlardı.
Bir dakika!O siyah kutu içerisinde gördüğüm resimdekilere benzemiyorlar mı?
Yok Ada, daha neler!Çekik gözlü diye diye herkesi birbirine mi karıştırıyorsun?!
Ama onlar Jin Ae'yi evlatlık alan aile değil mi?Hei Ryung için neden bu kadar üzülüyorlar?
İyice paranoyak oldun Ada!Belki sadece olayın Jin Ae üzerindeki etkisi yüzünden üzülüyorlardır.
Polis memuru dikkatle Jin Ae ve ailesine bir süre baktıktan sonra bize dönüp:
"İşte Hei Ryung'ın ailesi de geldi!"dedi
Young Nam ile birbirimize şaşkın bir şekilden baktıktan sonra aynı anda:
"Ne?!Hei Ryung'ın ailesi yaşıyor mu?!"diye aniden karşılık verdik.
Gözleri dolu dolu olan kadın "Size bizim öldüğümüzü mü söyledi?"dedi bu sefer hıçkırarak
Şaşkın bir şekilde kafamı Jin Ae'ye çevirdim.Açıklama yapmasını beklercesine onun yüzüne bakıyordum.Jin Ae meraklı bakışlarımı fark edip cevap vermeye başladı.
"Aslında Hei Ryung ve ben ikiziz.Zaten bunu ikimizin de 2.sınıfa gitmesinden anlamışsınızdır ama ayrı yumurta ikiziyiz.Bu yüzden birbirimize hiç benzemiyoruz.Bu durum küçükken Hei Ryung'ı çok rahatsız ederdi.İlk başta her şey normal gelse de zamanla Hei Ryung'ın davranışlarında farklılıklar hissettik, daha doğrusu ailemiz hissetmiş"dedi bakışlarını babasına çevirerek.
Young Namla, Jin Ae'nin konuşmasına anlam veremeden, bakışlarımızı Jin Ae'nin babasına çevirdik.İkimiz de ne duyacağımızı merak ediyorduk.
"Sanırım daha 7 yaşındaydılar.İkisi de bahçede oynuyordu.2.kattaki çalışma odamın penceresinden büyük bir keyifle onların o hallerini izliyordum.Her şey iyi gidiyorken,Hei Ryung birden sert bir biçimde Jin Ae'yi yere itti.Jin Ae, yere düşüp başını yaraladı ve ağlamaya başladı.Hei Ryung hızlıca eline geçirdiği kocaman taşı alıp "Sen benim ikizim değilsin!Bana hiç benzemiyorsun!Senin içinde şeytan var!"dedi bağırarak.Dehşete kapıldım,bulunduğum yerden onu kurtaramazdım!Bir kızım diğerinin katili olacaktı!"dedi sesi titreyerek
Bu sefer söze Jin Ae'nin annesi atıldı.
"Ne var ki ben alt katta mutfaktaydım ve onlara çok yakındım.Jin Ae'nin ağlamalarını duyar duymaz bir şeylerin ters gittiğini anladım.Hızlı bir şekilde hareket ederek Hei Ryung'ın elindeki taşı aldım.İlk başta hepimiz bunun basit bir kıskançlık olduğunu düşündük ama daha sonradan yaşadığımız sorunlar öyle olmadığını gösterdi."dedi ve yeniden ağlamaya başladı.
Jin Ae, üzgün bir şekilde ailesine baktıktan sonra:
"Hei Ryung'a şizofreni teşhisi kondu.Bazen arkadaşlarına benim üvey kardeşi olduğumu söyler, bazen ikimiz de aynı aileye evlatlık veriliriz, bazen ben akrabası bile olmam, bazense ailem öldü yalanını kullanır.Onu hırçınlaştırmamak için yalanını ortaya çıkarmadım.Bunları sadece arkadaş edinmek için uydurduğunu düşündüm!Bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim"dedi özür dileyen bakışlarla bana bakarak
Young Nam da ben de büyük bir şaşkınlık içerisindeydik.Polis memurunun elini ağzına götürüp hafifçe öksürmesiyle hepimiz ona doğru döndük.
"Daha önce tamamlayamadığım cümlemi şimdi tamamlayayım.Büyük bir suçun olduğu apaçık ortada ama Hei Ryung'ın bu hastalığından dolayı ona cezai yaptırım uygulayamayız, yani hapse atamayız.Sadece uzun bir süre tedavi olmasını sağlayabiliriz!Sonrasında yine serbest kalacaktır..."dedi bakışlarını Young Nam ve bana dikerek...
***
Polis merkezinden çıktığımızda Young Nam bana dönüp:
"Bugün gerçekten zor bir gündü!Sinemada çok iyi filmler var.Sinemaya gitmeye ne dersin?"dedi gülümseyerek
"Aslında tam ihtiyacım olan da buydu"dedim hafifçe gülümseyerek
"Çok iyi bir komedi fil..."
Young Nam'ın konuşması arkadan bir kolun omzundan sarılmasıyla kesildi.
"Korku filmi olmalı o zaman" dedi Kwang Ho gülümseyerek
"Aslında seni dav..."
Young Nam'ın cümlesini yarıda kesip atıldım.
"Evet!Korku filmi harika olur!"dedim gülümseyerek
"Aslına bakarsan bugün duyduklarımız da tam korku filmine konu olacak yapıdaydı"dedi Young Nam düşünceli bir bakış bana atarak
Bir anda içimde yaşadığım heyecan yok oldu.
"Haklısın...Bu kadarını beklemiyordum"dedim üzgün bir ifade takınarak
"Ne oldu?Bu arada Hei Ryung hapse atıldı değil mi?"dedi Kwang Ho meraklı bakışlarla
Young Nam,Kwang Ho'nun sorusuna aldırmayıp:
"Bundan sonra işimiz daha zor olacak"dedi endişeli bir bakışla.
Yüzümü asarak "Sanırım, öyle"dedim.
Kwang Ho dayanamayarak:
"Biri artık bana olayı anlatacak mı?"diye atıldı.
Young Nam, ukala bakışlarla Kwang Ho'ya dönüp:
"Görüyorsun ya!Ada ile aramızda ne kadar çok sır var"dedi alaylıca
Kwang Ho sinirlenip konuşmaya başlayacakken konuşmaya atıldım.
"Olayın özeti, Hei Ryung aslında hastaymış ve bu durumda hapse atılamazmış.Tedavi gördükten bir süre sonra yine serbest kalacakmış"dedim hızlıca
Kwang Ho'nun bakışları birden değişti.Büyük bir şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.
"Ama bunun anlamı..."
"Evet bunun anlamı bir süreden sonra aniden onunla karşılaşabiliriz ama bu uzun bir süre olacakmış"dedim gülümseyerek
Aslında endişelenmeme rağmen her şey yolundaymış gibi davranıyordum.
Ya bir gün karşıma çıkıp yine aynı şeyleri yaparsa?!
Kaçış yok Ada!Bununla yaşamayı öğreneceksin!
***
Sinemaya gitmeden önce Kwang Ho'nun telefonla arayıp boş salon kapatmasıyla salonda yalnızca üçümüz olacaktık.Sinemaya adım atar atmaz Kwang Ho beni kolumdan çekiştirerek salona götürdü.Salona girdiğimizde patlamış mısır ve dahası hazırlanmıştı, Kwang Ho her zamanki gibi her şeyi planlamıştı.
"İstediğin yere oturabiliriz" dedi gülümseyerek
"Her şey mükemmel ama Young Nam nerede?"dedim etrafıma bakınarak
Kwang Ho gözlerini kısıp ters ters bana baktı.
"Daha dün çıkmaya başladık.Bugün başka erkeklerle ilgileniyorsun"dedi ciddi bir tavırla...
"O bahsettiğin ben miyim?"dedi Young Nam, elinde kocaman pembe pamuklu şekerle içeri girerek
Young Nam içeri girip elindeki pamuklu şekeri bana uzattı.
"Bu senin için..."dedi gülümseyerek
"Teşekkür ederim.Çok severim!"diyerek kocaman gülümsedim.
"Bu senin içinmiş!Sanki pırlanta almış altı üstü şeker!Hem sen onun vücuda ne kadar zararlı olduğunu biliyor musun?"dedi Kwang Ho ters ters Young Nam'a bakarak ve hemen ardından konuşmasını devam ettirdi.
"Ada'nın bunu yemesine izin veremem!"dedi ve elimdeki pamuklu şekeri ağzına tıkmaya başladı, sinirli bakışlarla...
Büyük bir şaşkınlıkla Kwang Ho'nun elimdeki pamuklu şekeri yemesini izliyordum.Young Nam ise sinirlenmek yerine durumdan haz alır bir bakışla Kwang Ho'ya bakıyordu.
"Bu kadar sevdiğini bilseydim senin için de bir tane alırdım"dedi Young Nam, yarım bir gülümsemeyle
İkisi de sert bir şekilde birbirlerine bakmaya başladılar.Her an kavga etmeye hazır gibi duruyorlardı.
Ateş ve barut gibiler!Ne yapacağım ben bunlarla?
"Hadi artık yerlerimize oturalım"dedim dikkatli bir şekilde onlara bakarak
Kwang Ho hemen atılarak "Ada sen benim yan..."derken konuşmasını kesip "İkinizin arasında oturacağım, film boyunca kavga etmenizi izleyemem"dedim sinirli bir tavırla...
"Bana uyar"dedi Young Nam Kwang Ho'ya ukala bakış atarak
Kwang Ho, ters ters ona baktı ve bir süre direndikten sonra mecburen kabul etmek zorunda kaldı.Hepimiz yerimizi aldığımızda salondaki ışıklar kapandı ve film başladı.
***
"Çok saçma bir filmmiş"dedim salondan çıkarken, sonra diğer ikisine dönüp "Sizce nasıldı?"diye ekledim.
Kwang Ho, ters ters Young Nam'a bakarak "Seni dış kuvvetlerden korumak için hiç izleyemedim!"dedi
Young Nam ise durumdan haz alır bir şekilde gülümseyerek "Fena değildi ama bir iki mantık hatası vardı ve birkaç eksik bilgi..."dedi bana dönerek
Gülümseyerek "Haklısın, aklımda cevaplanmayan sorular var hala.." dedim
Young Nam ukala bir tavırla Kwang Ho'ya bakıp:
"Kwang Ho'nun seçtiği film de bu kadar olur işte...Bir dahaki sefere ikimiz gitmeliyiz!Bu sefer filmi seçen zevkli bir kişi olacak!"dedi
Kwang Ho'nun artık sessiz kalamayacağı her halinden belliydi.Ne dersem diyeyim etkili olmayacaktı.Elini yumruk haline getirmiş Young Nam'a bakıyordu.Young Nam ise onu tahrik edermişçesine ukala bakışlarını Kwang Ho'ya atıyordu.
Ne yapacağım ben şimdi?!Eğer kavga ederlerse haber hemen internete düşer!Allah'ım lütfen bir mucize!
İkisi arasındaki bu gerilim Kwang Ho'nun telefonunun çalmasıyla ertelendi.Kwang Ho, atamadığı siniri telefonu yanıtlarken kullandı.
"Efendim!"dedi sert bir biçimde...
Karşı tarafın ne dediği duyulmuyordu ama Kwang Ho'nun sinirli yüz ifadesi giderek endişeli bir ifadeye dönüşmüştü.
"Evet hemen geliyoruz!"dedi endişeli bir tavırla...
Kwang Ho telefonu kapayarak hemen bana döndü.
"Gitmemiz lazım, Menajer Ho bizi evde bekliyor ve çok sinirli!"dedi hızlıca...
***
Eve geldiğimizde dairenin şifresini defalarca girmemize rağmen kapı açılmadı.Çaresiz son birkaç denemenin ardından kapıyı Menajer Ho açtı.
"İki gün önceki olay size ders olmamış galiba!Şifreyi hala değiştirmemişsiniz!Ayrıca bu evin, o hali neydi öyle?! Temizlemek için 2 ayrı hizmetçi tutmam gerekti!"dedi sinirli bakışlarla bize bakarak...
O kadar ciddi ve sinirli bakıyordu ki Kwang Ho ile ikimiz suçlu çocuklar gibi başımızı yere eğmiştik.
"Her zaman bunu yapmayı istemişimdir!"dedi Menajer Ho kahkaha atarak
Onun bu tepkisi karşısında ikimiz de şaşkın bir yüz ifadesiyle ona bakmaya başladık.O ise bir süre kahkahasını devam ettirdikten sonra şaşkın bakışlarımızı fark edip:
"Ne yani?!Sizce de komik değil miydi?"dedi gülümseyerek
İkimizinde hala şaşkın bir şekilde ona baktığını görünce gülümsemesini yok edip ciddi ifadesine büründü yine...
"Neyse bu kadar eğlence yeter!Kwang Ho'yu çekimler için senden almamda bir mahsur var mı Ada?" dedi bana gülümseyerek.
Cevap veremeden Kwang Ho hemen atlayıp "İptal edemez miyiz?Ada ile planlarımız vardı!"dedi kolunu omzuma atıp beni kendine çekerek.
Menajer Ho, bakışlarını bana çevirerek yanıt beklermişçesine yüzüme baktı.Kendimi Kwang Ho'nun kollarından kurtararak:
"Benim için bir problem yok.Zaten sınavlarımız başlayacak ders çalışmam lazım!"dedim gülümseyerek
Menajer Ho tekrar Kwang Ho'ya döndü.
"Ada'yı duydun hadi bakalım!Bu arada Ada kapının şifresini odandaki ajandanın üzerine yazdım"dedi ve Kwang Ho ile evden ayrıldılar.
***
Kwang Ho'nun evde olmaması beni tedirgin ediyordu ama artık eskisi kadar korkmuyordum.Çünkü Hei Ryung hastanedeydi ve kapının şifresi değişmişti.Televizyondan rastgele bir kanalı açıp ders kitaplarımı salona aldım.Televizyonun sesi daha güvende hissetmemi sağlıyordu.
Kucağıma rastgele bir kitabı alıp çalışmaya başladım.Yaklaşık yarım saat sonra telefonum Bong Cha tarafından arandı.
Açar açmaz Bong Cha hızlı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ada neler oluyor böyle?Hei Ryung, dün evine girip seni öldürmeye çalışmış.Sonra Young Nam gelip seni kurtarmış.Sonra Hei Ryung tutuklanmış!Neden beni aramadın?!"dedi heyecanla karışık korkulu bir sesle...
"Sen nereden duydun?"dedim şaşkınlıkla.
"Sanırım hiç sosyal medya hesaplarına girmiyorsun!Okulun sitesi, facebook, twitter grupları bu haberle çalkalanıyor!Telefonum her an kapanabilir, kontörü..."
Bong Cha cümlesini tamamlayamadan telefon kapandı.Büyük bir merakla facebooka girdim.
Bu çocukla bu kız çıkıyor muymuş?Hiç beklemezdim.
Ada!Bunun için girmedin herhalde facebooka!Asıl işine dön!
Tamam...Tamam...
Bu resimleri ne zaman çekmişler!Hei Ryung'ın kelepçelerle götürülürken bile resmi var ellerinde!
Bu videodaki o genç polis memuru değil mi?Demek ki her şeyi ondan öğrendiler!
Ah Ada!Fazlasıyla a-sosyal olmuşsun!Hazır girmişken e-maillerini de kontrol et!
Facebook hesabımı kapayıp e-maillerimi kontrol etmeye başladım.
İndirim mailleri...
Sena da mail göndermiş.Yaz tatilinde yine lise arkadaşlarımla olacak toplantıyı haber veriyor...
Bu da kim?Bu mail içeriği de ne böyle?Kwang Ho'nun gerçek aşkıyla tanış?!Hem de daha bu sabah gönderilmiş!
Mailin konusunu görünce büyük bir şaşkınlık yaşadım.Merakla gelen maili açtım.Açar açmaz tüm vücudumun buz kestiğini hissettim.Oldukça güzel, bakımlı Koreli bir kız Kwang Ho'nun boynuna sarılıyordu.İkisi de gülümseyerek poz vermişlerdi.Fotoğrafın altındaki tarihi görmem ise daha çok rahatsız etmişti beni...
Bu resim iki ay öncesine ait!
Olabilir Ada!O sıralar siz çıkmıyordunuz!Demek ki çok hızlıymış!
Ama tanışıyorduk!Hem neden şimdi bunu gönderdi!
E-maile cevap vermeden sert bir biçimde bilgisayar ekranını kapadım.Deli gibi kıskançlık hissediyordum içimde!Elime tekrar kitapları alıp çalışmaya başladım ama aklım hala oradaydı.
2 ay önce...Biz Kwang Ho ile tanışalı 2 aydan fazla oldu.Pis yalancı!Bir de ilk görüşte benden etkilendiğini söylemişti!
O senin saflığın Ada, her duyduğuna inanmayacaksın!
Ya hala görüşüyorlarsa?!Ya ben sadece magazinsel sevgilisiysem, daha iyi rol oynamam için bana çıkma teklif etmişse?!
Magazinsel sevgili de ne?!İyice saçmalamaya başladın!
Ama...
Düşüncelerim telefonumun çalmasıyla bölündü.Arayan Kwang Ho'ydu.
Açmasam mı?
Hiçbir şey öğrenmeden mi trip atacaksın?!Aç şu telefonu!
Telefonu açar açmaz Kwang Ho, konuşmaya başladı.
"Hemen hazırlan.Seni yemeğe çıkarıyorum."dedi hızlıca...
"Aslında, hiç aç değ..."
"Kesinlikle itiraz kabul etmiyorum!"dedi ve telefonu kapadı.
Artık reddetme gibi bir şansım yoktu.Mecburen hazırlanacaktım.Belki de bu, soru sormak için harika bir fırsat olabilirdi!
***
Yemekte...
"Bir sorun mu var?Yarım saattir yüzün asık"dedi Kwang Ho meraklı gözlerle yüzüme bakarak
"Aslına bakarsan sormak isted..."
Garsonun gelmesiyle cümlem yarıda kaldı.
"Siparişinizi şimdi mi yoksa diğer misafiriniz de aranıza katıldıktan sonra vermek istersiniz beyefendi"dedi
"Diğer misafirimiz de geldikten sonra"dedi Kwang Ho bana bakıp gülümseyerek
Garson "Peki beyefendi"diyerek yanımızdan ayrıldı.
"Diğer misafirimiz de kim?" dedim meraklı bakışlarla
"Sabırlı olmalısın.Benim için çok özel biri!"dedi Kwang Ho gülümseyerek
Bense hiçbir tepki vermeden elime aldığım telefon ekranına gömdüm kafamı...Bir şeylere kızgın olmamı fark etmemeliydi!
Kwang Ho bir süre sessiz kaldıktan sonra:
"Senin moralini bozan ne tam olarak?"dedi ciddi bir tavırla...
Ya şimdi ya da asla!Tam zamanı Ada!
Bakışlarımı kilitlediğim telefondan ayırıp yavaşça yukarı kaldırdım.
O da ne?!Bu o kız değil mi?
O e-maili atan kız karşı taraftan bize doğru gülümseyerek yürüyordu.Oldukça güzel görünüyordu, hatta resimdekinden daha güzel!Bütün vücudum buz kesmişti.Kwang Ho ise şaşkın bir şekilde benim yüzüme bakıyordu.
"Bir sorun mu var Ada?"dedi gözlerini benden ayırmadan
Ama benim gözlerim hala kızın üzerindeydi.Kız artık Kwang Ho'nun arkasındaydı.Gülümseyerek bana baktı ve eğilip elini Kwang Ho'nun boynuna dolayıp yanağından öptü.
"Merhaba aşkım!Görüşmeyeli uzun zaman oldu"dedi gözleriyle gözlerimin içine bakarak...
Hangi arabaya bineceğimiz konusunda Kwang Ho ve Young Nam arasında yaşanılan küçük çaplı tartışma sonrasında Kwang Ho'nun arabasına binmeyi kararlaştırdık.Tabi şoför Kwang Ho olacağından hızlıca hareket edip beni yan koltuğa oturtup kemerimi taktı.Young Nam ise hiçbir şey söylemeden arka koltuğa oturdu.
"Sen gelmesen de olurdu.Polis istasyonuna gitmek Ada ile ikimizin işiydi.Senin şimdi stüdyoda olup çalışmam gerekli,karşında artık benim gibi güçlü bir idol var!"dedi Young Nam ukala bir tavırla
Kwang Ho ise sinirli bir şekilde dikiz aynasından Young Nam'a baktı ve arabayı daha hızlı sürmeye başladı.Öyle ki yaptığımız hız beni korkutmaya başlamıştı.
"Kwang Ho korkuyorum!"dedim ama Kwang Ho'nun yavaşlamaya niyeti yoktu.Elimi yavaşça Kwang Ho'nun elinin üstüne koydum.
"Lütfen, sakin ol!"diye fısıldadım.
Kwang Ho, yavaşlayıp bana dönerek gülümsedi.Artık sakinleşmişti.Ben de gülümseyerek ona karşılık verdim.Young Nam'ın ise aynadan yüzü yansıyordu, gözlerini bizim ellerimize dikmiş sinirli yüzü...
***
Polis merkezinde...
Polis memuru Young Nam'ın ifadesini aldıktan sonra bana döndü.
"Büyük bir suçun olduğu ortada ama..."
Polis memuru cümlesini tamamlamadan içeri Jin Ae ve ailesi girdi.Tuhaf bir şekilde üzgün gözüküyorlardı.
Bir dakika!O siyah kutu içerisinde gördüğüm resimdekilere benzemiyorlar mı?
Yok Ada, daha neler!Çekik gözlü diye diye herkesi birbirine mi karıştırıyorsun?!
Ama onlar Jin Ae'yi evlatlık alan aile değil mi?Hei Ryung için neden bu kadar üzülüyorlar?
İyice paranoyak oldun Ada!Belki sadece olayın Jin Ae üzerindeki etkisi yüzünden üzülüyorlardır.
Polis memuru dikkatle Jin Ae ve ailesine bir süre baktıktan sonra bize dönüp:
"İşte Hei Ryung'ın ailesi de geldi!"dedi
Young Nam ile birbirimize şaşkın bir şekilden baktıktan sonra aynı anda:
"Ne?!Hei Ryung'ın ailesi yaşıyor mu?!"diye aniden karşılık verdik.
Gözleri dolu dolu olan kadın "Size bizim öldüğümüzü mü söyledi?"dedi bu sefer hıçkırarak
Şaşkın bir şekilde kafamı Jin Ae'ye çevirdim.Açıklama yapmasını beklercesine onun yüzüne bakıyordum.Jin Ae meraklı bakışlarımı fark edip cevap vermeye başladı.
"Aslında Hei Ryung ve ben ikiziz.Zaten bunu ikimizin de 2.sınıfa gitmesinden anlamışsınızdır ama ayrı yumurta ikiziyiz.Bu yüzden birbirimize hiç benzemiyoruz.Bu durum küçükken Hei Ryung'ı çok rahatsız ederdi.İlk başta her şey normal gelse de zamanla Hei Ryung'ın davranışlarında farklılıklar hissettik, daha doğrusu ailemiz hissetmiş"dedi bakışlarını babasına çevirerek.
Young Namla, Jin Ae'nin konuşmasına anlam veremeden, bakışlarımızı Jin Ae'nin babasına çevirdik.İkimiz de ne duyacağımızı merak ediyorduk.
"Sanırım daha 7 yaşındaydılar.İkisi de bahçede oynuyordu.2.kattaki çalışma odamın penceresinden büyük bir keyifle onların o hallerini izliyordum.Her şey iyi gidiyorken,Hei Ryung birden sert bir biçimde Jin Ae'yi yere itti.Jin Ae, yere düşüp başını yaraladı ve ağlamaya başladı.Hei Ryung hızlıca eline geçirdiği kocaman taşı alıp "Sen benim ikizim değilsin!Bana hiç benzemiyorsun!Senin içinde şeytan var!"dedi bağırarak.Dehşete kapıldım,bulunduğum yerden onu kurtaramazdım!Bir kızım diğerinin katili olacaktı!"dedi sesi titreyerek
Bu sefer söze Jin Ae'nin annesi atıldı.
"Ne var ki ben alt katta mutfaktaydım ve onlara çok yakındım.Jin Ae'nin ağlamalarını duyar duymaz bir şeylerin ters gittiğini anladım.Hızlı bir şekilde hareket ederek Hei Ryung'ın elindeki taşı aldım.İlk başta hepimiz bunun basit bir kıskançlık olduğunu düşündük ama daha sonradan yaşadığımız sorunlar öyle olmadığını gösterdi."dedi ve yeniden ağlamaya başladı.
Jin Ae, üzgün bir şekilde ailesine baktıktan sonra:
"Hei Ryung'a şizofreni teşhisi kondu.Bazen arkadaşlarına benim üvey kardeşi olduğumu söyler, bazen ikimiz de aynı aileye evlatlık veriliriz, bazen ben akrabası bile olmam, bazense ailem öldü yalanını kullanır.Onu hırçınlaştırmamak için yalanını ortaya çıkarmadım.Bunları sadece arkadaş edinmek için uydurduğunu düşündüm!Bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim"dedi özür dileyen bakışlarla bana bakarak
Young Nam da ben de büyük bir şaşkınlık içerisindeydik.Polis memurunun elini ağzına götürüp hafifçe öksürmesiyle hepimiz ona doğru döndük.
"Daha önce tamamlayamadığım cümlemi şimdi tamamlayayım.Büyük bir suçun olduğu apaçık ortada ama Hei Ryung'ın bu hastalığından dolayı ona cezai yaptırım uygulayamayız, yani hapse atamayız.Sadece uzun bir süre tedavi olmasını sağlayabiliriz!Sonrasında yine serbest kalacaktır..."dedi bakışlarını Young Nam ve bana dikerek...
***
Polis merkezinden çıktığımızda Young Nam bana dönüp:
"Bugün gerçekten zor bir gündü!Sinemada çok iyi filmler var.Sinemaya gitmeye ne dersin?"dedi gülümseyerek
"Aslında tam ihtiyacım olan da buydu"dedim hafifçe gülümseyerek
"Çok iyi bir komedi fil..."
Young Nam'ın konuşması arkadan bir kolun omzundan sarılmasıyla kesildi.
"Korku filmi olmalı o zaman" dedi Kwang Ho gülümseyerek
"Aslında seni dav..."
Young Nam'ın cümlesini yarıda kesip atıldım.
"Evet!Korku filmi harika olur!"dedim gülümseyerek
"Aslına bakarsan bugün duyduklarımız da tam korku filmine konu olacak yapıdaydı"dedi Young Nam düşünceli bir bakış bana atarak
Bir anda içimde yaşadığım heyecan yok oldu.
"Haklısın...Bu kadarını beklemiyordum"dedim üzgün bir ifade takınarak
"Ne oldu?Bu arada Hei Ryung hapse atıldı değil mi?"dedi Kwang Ho meraklı bakışlarla
Young Nam,Kwang Ho'nun sorusuna aldırmayıp:
"Bundan sonra işimiz daha zor olacak"dedi endişeli bir bakışla.
Yüzümü asarak "Sanırım, öyle"dedim.
Kwang Ho dayanamayarak:
"Biri artık bana olayı anlatacak mı?"diye atıldı.
Young Nam, ukala bakışlarla Kwang Ho'ya dönüp:
"Görüyorsun ya!Ada ile aramızda ne kadar çok sır var"dedi alaylıca
Kwang Ho sinirlenip konuşmaya başlayacakken konuşmaya atıldım.
"Olayın özeti, Hei Ryung aslında hastaymış ve bu durumda hapse atılamazmış.Tedavi gördükten bir süre sonra yine serbest kalacakmış"dedim hızlıca
Kwang Ho'nun bakışları birden değişti.Büyük bir şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.
"Ama bunun anlamı..."
"Evet bunun anlamı bir süreden sonra aniden onunla karşılaşabiliriz ama bu uzun bir süre olacakmış"dedim gülümseyerek
Aslında endişelenmeme rağmen her şey yolundaymış gibi davranıyordum.
Ya bir gün karşıma çıkıp yine aynı şeyleri yaparsa?!
Kaçış yok Ada!Bununla yaşamayı öğreneceksin!
***
Sinemaya gitmeden önce Kwang Ho'nun telefonla arayıp boş salon kapatmasıyla salonda yalnızca üçümüz olacaktık.Sinemaya adım atar atmaz Kwang Ho beni kolumdan çekiştirerek salona götürdü.Salona girdiğimizde patlamış mısır ve dahası hazırlanmıştı, Kwang Ho her zamanki gibi her şeyi planlamıştı.
"İstediğin yere oturabiliriz" dedi gülümseyerek
"Her şey mükemmel ama Young Nam nerede?"dedim etrafıma bakınarak
Kwang Ho gözlerini kısıp ters ters bana baktı.
"Daha dün çıkmaya başladık.Bugün başka erkeklerle ilgileniyorsun"dedi ciddi bir tavırla...
"O bahsettiğin ben miyim?"dedi Young Nam, elinde kocaman pembe pamuklu şekerle içeri girerek
Young Nam içeri girip elindeki pamuklu şekeri bana uzattı.
"Bu senin için..."dedi gülümseyerek
"Teşekkür ederim.Çok severim!"diyerek kocaman gülümsedim.
"Bu senin içinmiş!Sanki pırlanta almış altı üstü şeker!Hem sen onun vücuda ne kadar zararlı olduğunu biliyor musun?"dedi Kwang Ho ters ters Young Nam'a bakarak ve hemen ardından konuşmasını devam ettirdi.
"Ada'nın bunu yemesine izin veremem!"dedi ve elimdeki pamuklu şekeri ağzına tıkmaya başladı, sinirli bakışlarla...
Büyük bir şaşkınlıkla Kwang Ho'nun elimdeki pamuklu şekeri yemesini izliyordum.Young Nam ise sinirlenmek yerine durumdan haz alır bir bakışla Kwang Ho'ya bakıyordu.
"Bu kadar sevdiğini bilseydim senin için de bir tane alırdım"dedi Young Nam, yarım bir gülümsemeyle
İkisi de sert bir şekilde birbirlerine bakmaya başladılar.Her an kavga etmeye hazır gibi duruyorlardı.
Ateş ve barut gibiler!Ne yapacağım ben bunlarla?
"Hadi artık yerlerimize oturalım"dedim dikkatli bir şekilde onlara bakarak
Kwang Ho hemen atılarak "Ada sen benim yan..."derken konuşmasını kesip "İkinizin arasında oturacağım, film boyunca kavga etmenizi izleyemem"dedim sinirli bir tavırla...
"Bana uyar"dedi Young Nam Kwang Ho'ya ukala bakış atarak
Kwang Ho, ters ters ona baktı ve bir süre direndikten sonra mecburen kabul etmek zorunda kaldı.Hepimiz yerimizi aldığımızda salondaki ışıklar kapandı ve film başladı.
***
"Çok saçma bir filmmiş"dedim salondan çıkarken, sonra diğer ikisine dönüp "Sizce nasıldı?"diye ekledim.
Kwang Ho, ters ters Young Nam'a bakarak "Seni dış kuvvetlerden korumak için hiç izleyemedim!"dedi
Young Nam ise durumdan haz alır bir şekilde gülümseyerek "Fena değildi ama bir iki mantık hatası vardı ve birkaç eksik bilgi..."dedi bana dönerek
Gülümseyerek "Haklısın, aklımda cevaplanmayan sorular var hala.." dedim
Young Nam ukala bir tavırla Kwang Ho'ya bakıp:
"Kwang Ho'nun seçtiği film de bu kadar olur işte...Bir dahaki sefere ikimiz gitmeliyiz!Bu sefer filmi seçen zevkli bir kişi olacak!"dedi
Kwang Ho'nun artık sessiz kalamayacağı her halinden belliydi.Ne dersem diyeyim etkili olmayacaktı.Elini yumruk haline getirmiş Young Nam'a bakıyordu.Young Nam ise onu tahrik edermişçesine ukala bakışlarını Kwang Ho'ya atıyordu.
Ne yapacağım ben şimdi?!Eğer kavga ederlerse haber hemen internete düşer!Allah'ım lütfen bir mucize!
İkisi arasındaki bu gerilim Kwang Ho'nun telefonunun çalmasıyla ertelendi.Kwang Ho, atamadığı siniri telefonu yanıtlarken kullandı.
"Efendim!"dedi sert bir biçimde...
Karşı tarafın ne dediği duyulmuyordu ama Kwang Ho'nun sinirli yüz ifadesi giderek endişeli bir ifadeye dönüşmüştü.
"Evet hemen geliyoruz!"dedi endişeli bir tavırla...
Kwang Ho telefonu kapayarak hemen bana döndü.
"Gitmemiz lazım, Menajer Ho bizi evde bekliyor ve çok sinirli!"dedi hızlıca...
***
Eve geldiğimizde dairenin şifresini defalarca girmemize rağmen kapı açılmadı.Çaresiz son birkaç denemenin ardından kapıyı Menajer Ho açtı.
"İki gün önceki olay size ders olmamış galiba!Şifreyi hala değiştirmemişsiniz!Ayrıca bu evin, o hali neydi öyle?! Temizlemek için 2 ayrı hizmetçi tutmam gerekti!"dedi sinirli bakışlarla bize bakarak...
O kadar ciddi ve sinirli bakıyordu ki Kwang Ho ile ikimiz suçlu çocuklar gibi başımızı yere eğmiştik.
"Her zaman bunu yapmayı istemişimdir!"dedi Menajer Ho kahkaha atarak
Onun bu tepkisi karşısında ikimiz de şaşkın bir yüz ifadesiyle ona bakmaya başladık.O ise bir süre kahkahasını devam ettirdikten sonra şaşkın bakışlarımızı fark edip:
"Ne yani?!Sizce de komik değil miydi?"dedi gülümseyerek
İkimizinde hala şaşkın bir şekilde ona baktığını görünce gülümsemesini yok edip ciddi ifadesine büründü yine...
"Neyse bu kadar eğlence yeter!Kwang Ho'yu çekimler için senden almamda bir mahsur var mı Ada?" dedi bana gülümseyerek.
Cevap veremeden Kwang Ho hemen atlayıp "İptal edemez miyiz?Ada ile planlarımız vardı!"dedi kolunu omzuma atıp beni kendine çekerek.
Menajer Ho, bakışlarını bana çevirerek yanıt beklermişçesine yüzüme baktı.Kendimi Kwang Ho'nun kollarından kurtararak:
"Benim için bir problem yok.Zaten sınavlarımız başlayacak ders çalışmam lazım!"dedim gülümseyerek
Menajer Ho tekrar Kwang Ho'ya döndü.
"Ada'yı duydun hadi bakalım!Bu arada Ada kapının şifresini odandaki ajandanın üzerine yazdım"dedi ve Kwang Ho ile evden ayrıldılar.
***
Kwang Ho'nun evde olmaması beni tedirgin ediyordu ama artık eskisi kadar korkmuyordum.Çünkü Hei Ryung hastanedeydi ve kapının şifresi değişmişti.Televizyondan rastgele bir kanalı açıp ders kitaplarımı salona aldım.Televizyonun sesi daha güvende hissetmemi sağlıyordu.
Kucağıma rastgele bir kitabı alıp çalışmaya başladım.Yaklaşık yarım saat sonra telefonum Bong Cha tarafından arandı.
Açar açmaz Bong Cha hızlı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ada neler oluyor böyle?Hei Ryung, dün evine girip seni öldürmeye çalışmış.Sonra Young Nam gelip seni kurtarmış.Sonra Hei Ryung tutuklanmış!Neden beni aramadın?!"dedi heyecanla karışık korkulu bir sesle...
"Sen nereden duydun?"dedim şaşkınlıkla.
"Sanırım hiç sosyal medya hesaplarına girmiyorsun!Okulun sitesi, facebook, twitter grupları bu haberle çalkalanıyor!Telefonum her an kapanabilir, kontörü..."
Bong Cha cümlesini tamamlayamadan telefon kapandı.Büyük bir merakla facebooka girdim.
Bu çocukla bu kız çıkıyor muymuş?Hiç beklemezdim.
Ada!Bunun için girmedin herhalde facebooka!Asıl işine dön!
Tamam...Tamam...
Bu resimleri ne zaman çekmişler!Hei Ryung'ın kelepçelerle götürülürken bile resmi var ellerinde!
Bu videodaki o genç polis memuru değil mi?Demek ki her şeyi ondan öğrendiler!
Ah Ada!Fazlasıyla a-sosyal olmuşsun!Hazır girmişken e-maillerini de kontrol et!
Facebook hesabımı kapayıp e-maillerimi kontrol etmeye başladım.
İndirim mailleri...
Sena da mail göndermiş.Yaz tatilinde yine lise arkadaşlarımla olacak toplantıyı haber veriyor...
Bu da kim?Bu mail içeriği de ne böyle?Kwang Ho'nun gerçek aşkıyla tanış?!Hem de daha bu sabah gönderilmiş!
Mailin konusunu görünce büyük bir şaşkınlık yaşadım.Merakla gelen maili açtım.Açar açmaz tüm vücudumun buz kestiğini hissettim.Oldukça güzel, bakımlı Koreli bir kız Kwang Ho'nun boynuna sarılıyordu.İkisi de gülümseyerek poz vermişlerdi.Fotoğrafın altındaki tarihi görmem ise daha çok rahatsız etmişti beni...
Bu resim iki ay öncesine ait!
Olabilir Ada!O sıralar siz çıkmıyordunuz!Demek ki çok hızlıymış!
Ama tanışıyorduk!Hem neden şimdi bunu gönderdi!
E-maile cevap vermeden sert bir biçimde bilgisayar ekranını kapadım.Deli gibi kıskançlık hissediyordum içimde!Elime tekrar kitapları alıp çalışmaya başladım ama aklım hala oradaydı.
2 ay önce...Biz Kwang Ho ile tanışalı 2 aydan fazla oldu.Pis yalancı!Bir de ilk görüşte benden etkilendiğini söylemişti!
O senin saflığın Ada, her duyduğuna inanmayacaksın!
Ya hala görüşüyorlarsa?!Ya ben sadece magazinsel sevgilisiysem, daha iyi rol oynamam için bana çıkma teklif etmişse?!
Magazinsel sevgili de ne?!İyice saçmalamaya başladın!
Ama...
Düşüncelerim telefonumun çalmasıyla bölündü.Arayan Kwang Ho'ydu.
Açmasam mı?
Hiçbir şey öğrenmeden mi trip atacaksın?!Aç şu telefonu!
Telefonu açar açmaz Kwang Ho, konuşmaya başladı.
"Hemen hazırlan.Seni yemeğe çıkarıyorum."dedi hızlıca...
"Aslında, hiç aç değ..."
"Kesinlikle itiraz kabul etmiyorum!"dedi ve telefonu kapadı.
Artık reddetme gibi bir şansım yoktu.Mecburen hazırlanacaktım.Belki de bu, soru sormak için harika bir fırsat olabilirdi!
***
Yemekte...
"Bir sorun mu var?Yarım saattir yüzün asık"dedi Kwang Ho meraklı gözlerle yüzüme bakarak
"Aslına bakarsan sormak isted..."
Garsonun gelmesiyle cümlem yarıda kaldı.
"Siparişinizi şimdi mi yoksa diğer misafiriniz de aranıza katıldıktan sonra vermek istersiniz beyefendi"dedi
"Diğer misafirimiz de geldikten sonra"dedi Kwang Ho bana bakıp gülümseyerek
Garson "Peki beyefendi"diyerek yanımızdan ayrıldı.
"Diğer misafirimiz de kim?" dedim meraklı bakışlarla
"Sabırlı olmalısın.Benim için çok özel biri!"dedi Kwang Ho gülümseyerek
Bense hiçbir tepki vermeden elime aldığım telefon ekranına gömdüm kafamı...Bir şeylere kızgın olmamı fark etmemeliydi!
Kwang Ho bir süre sessiz kaldıktan sonra:
"Senin moralini bozan ne tam olarak?"dedi ciddi bir tavırla...
Ya şimdi ya da asla!Tam zamanı Ada!
Bakışlarımı kilitlediğim telefondan ayırıp yavaşça yukarı kaldırdım.
O da ne?!Bu o kız değil mi?
O e-maili atan kız karşı taraftan bize doğru gülümseyerek yürüyordu.Oldukça güzel görünüyordu, hatta resimdekinden daha güzel!Bütün vücudum buz kesmişti.Kwang Ho ise şaşkın bir şekilde benim yüzüme bakıyordu.
"Bir sorun mu var Ada?"dedi gözlerini benden ayırmadan
Ama benim gözlerim hala kızın üzerindeydi.Kız artık Kwang Ho'nun arkasındaydı.Gülümseyerek bana baktı ve eğilip elini Kwang Ho'nun boynuna dolayıp yanağından öptü.
"Merhaba aşkım!Görüşmeyeli uzun zaman oldu"dedi gözleriyle gözlerimin içine bakarak...
Cok guzel olmus canim yine bir cirpida okudum :-):-)ne kadar ara vermeyi dusunuyosun yazmaya ???
YanıtlaSilTarih vermeyeceğim üzerimde baskı hissediyorum...Yeni bölüm yazınca yayınlayacağım:)Bu aralar ders çalışmam lazım
SilKpss ye hazirlaniyorsan cok zor oluyordur.allah kolaylik versin:-)
Silteşekkür ederim:)
SilYine harika bi bölümdü çok yaratıcısın! gerçi biraz endişelendim ama o kızdan dolayı.. ^^
YanıtlaSilDiğer sezon ne zaman başlar acaba?
O kız kim ve Kwang Ho'ya neden aşkım dedi?!Onun Adadan başka aşkı olamaz bikere! -_- aklımda bir sürü soru var..nasıl bekliycem ben şimdi diğer sezonuu :))
Söylersem sürprizi kaçar:))
Silİnanmıyorum! Böyle bitirilir mi bu bölüm? Ben şimdi meraktan çatlamaz mıyım? Bari bir tarih ver de ne zaman yeni bölümün geleceğini öğreneyim. lütfeen...
YanıtlaSilAyrıca bu bölüm diğer bölüme göre çok kısa olmuş.Hadi sen bunu yayınlamamış gibi yap da biraz daha uzun yaz. haa? :)
Diğer bölüm içlerinde en çok konu olandı ve en uzun olanı tabi...Bir daha öyle bir bölüm yazabilir miyim şüpheliyim:)
Silbölüm güzeldi, heyecanlıydı, eğlenceliydi ama niye sonu böyle bitti ki?
YanıtlaSilen güzel yerinde biter mi ya!!!
acaba ne olacak ben nasıl bekliycem şimdi....
İnan ben de bilmiyorum daha yazmadım.O yüzden hiçbir fikrim yok:)
Silöldürürüm bu kızı...
YanıtlaSilberaber öldürelim:))
SilBu bölüm kisa miydi sanki neyse ellerine sağlık :D bir de sezon finali demissin ne kadar sure ara vermeyi dusunuyorsun ortalama :)
YanıtlaSilUzun bir süre ara vermeyi düşünüyorum derslerime yoğunlaşmam lazım:) Diğer bölümden kısa 13.bölüm yazıp yazabileceğim en uzun bölümdü :)
Silsezon finali ne zaman biter ki 1 ay falan mı girecek araya yoksa daha fazla mı ayyy dayanamaz buna kalbim .s.s.s.s :D
YanıtlaSilhiçbir fikrim yok :)
Silvar ya süper bi bölümdü canım ya bende merak ediyorum ne zaman yazacağını ama bence biraz kafanı dinlendirmen gerekio derslerinde yoğunmuş ben bağrıma taş baasar beklerim yeni sezonu.
YanıtlaSilyine süperdi gerçkten öldüm bittim bu bölüme de derslerndede kolaylık versin allah cnm bekliyoru zsabırsızlıkla
Teşekkürler canım benim:)
Silbence çok çarpıcı bir sonla ara verdin ellerine sağlık diğer yazını merakla bekleyeceğim :) ayrıca çalışmalarında başarılar:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:)
Silbu kız kim yahu bak sinir oldum şimdi ben meraktan ölürüm ama ya... kim bu? kim bu? aaaaaa çok merak ettim bizi çok bekletme şekerim bu arada bölüm çok güzeldi bu arada teşekkürler ellerine sağlık sınavlarında başarılar.....
YanıtlaSilBakalım sonrasında kim çıkacak ama sizi biraz bekleteceğim:) Derslerimi çok ihmal ettim :(
SilSenin samimiyetine inandığım için bu yorumu yapacağım, bence bu bölüm bu zamana kadar ki bölümlerden kötüydü. Aslında bunun nedeni senin yoğunluğun anlıyorum . Umarım güzel bir geri dönüş yaparsın . Şimdiden derslerinde başarılar :)
YanıtlaSilAslına bakarsan bunun sebebi üzerimde hissettiğim baskıdan kaynaklanıyor.Sence de saçma değil mi bir bölümün bir hafta gibi kısa bir sürede tasarlanması ve yazılması?Artık o kadar bunaldım ki bir sezon arası olsun da nasıl olursa olsun oldu yani sana hak veriyorum :) Teşekkürler inş iyi bir dönüş yapabilirim :)
SilBende diğer anonim arkadşaım gibi düşünüyorum yazdığın bölümler içinde adanın yaptıkları olsun kwang ho nun verdiği tepkiler olaylar gelişmeler vs... çok yapma geldi diğer bölümleri okurken böyle içinde yaşıyordum sanki onları dışarıdan izleyen hikayenin içinde ama kendini göstermeyen biri gibi anladın sen beni :D bazen adanın yerine bazen kwang ho nun yerine koyuyordum kendimi çok güzel hissettiriyordu ama bu bölümü oyurken onu hiç hissedemedim seninde hakkın var çok fazla baskı yapıldı ama gelen yorumlara bakmayıp düşüncelerini toparladıktan sonra baksaydın keşke bundan sonra böyle yap bence kimsenin bir şeyler demeye hakkı yok :D baskı altında hissetme :D beni yanlış anlamazsın umarım iyi niyetimden söylüyorum :D kendine dikkat et :D
YanıtlaSilYorumlar saygı çerçevesinde söylendikçe nasıl olduğu önemli değil :) Bu bölüm benim de içime sinmedi ama artık bir sezon finali vermeliydim çok bunalmıştım :) Bu bölümdeki olayları sevdim aslında ama ayrıntıya hiç giremedim yetişemeyecek diye, iç sesler çok az oldu, betimlemeler de öyle...:)
SilAbi çok iyi yaa:)
YanıtlaSilbeğenmene sevindim:)
Silkasım sonuna kadar yeni sezon başlar mı ?
YanıtlaSilhiç bilmiyorum ama yakınlarda yazamayacağım kesin
Silyine de arayı uzun açmamaya çalış çünkü hikayeden uzaklaşmalar başlar
Silbence bu fırsattan yararlan böyle arka arkaya bölümler yaz ama yayınlama yeni fikirler falan üret içine sinen 4 bölüm falan çıkartırsan hem senini için rahat olur boş zamanların için söylüyorum tabiki yanlış anlama :D hem bizim için iyi olur
YanıtlaSilzaman bulursam düşünüyorum ama ara verdiğimden beri bir doğru düzgün dinlenemedim hep bir aksilik,hep bir şanssızlık... :(
Silbundan sonra bölümleri kwang ho tarafından anlatsana. daha güzel olur.
YanıtlaSilAda'ya göre planlı her şey değiştiremem ki :(
Silyeni bölüm kasım sonuna gelir mi?
YanıtlaSilYha o kız kim öyle inşallah düşündüğüm değildir. Bu bölümde güzeldi diğer bölümü ne zaman yazıcağın belli olmasada sabırsızlıkla bekliyorum :) :) :)
YanıtlaSilbeğenmene çok sevindim :)
Silİnşallah en kısa zamanda yeni bölüm gelir :) Acayip iyi yazıyosun ilham perilerine teşekkürler <3<3<3< ♥
YanıtlaSilteşekkür ederim:)
SilArtık yeni bolume ihtiyacim var :(
YanıtlaSilBenim de yeni fikirlere ihtiyacım var:(
SilArtık başlasan olmaz mı :D
YanıtlaSilYeni fikirler gelmedikçe olmaz :)
Silayy lutfn yeni bolumler gelsin ben de cok begendiiim cok seker
YanıtlaSilYeni bir şeyler üretmeye başlarsam başlayacağım ama şu an eser yok :(
Silgercekten cok hos asiri zevk aldim okurken devamini sabirsizlikla bekliyoruuz
YanıtlaSilBeğenmene çok sevindim:)
Silyeni bölümmm :(
YanıtlaSilArtık basla lutfen :)
YanıtlaSilyeni sezon istiyoruzzzzzzzzz
YanıtlaSilyayınlayacağım zaman bunu duyuracağım ama uzunca bir süre gelmeyecek yeni bölüm
YanıtlaSilYa biran önce gelse yeni bölüm :( öyle bir yerde bitirdinki. Uzunca zaman derken ne kadar uzunlikta acaba sawakocum :)
YanıtlaSilAklımda bir iki fikir var ama başlarsam bir bölüm yazınca diğerini nasıl bağlayacağım diye başlayamıyorum :(
SilVay ve olay örgüsü süper 2 saatte soluksuz okudum bütün hikayeyi keşke sezon finaline girmeseydi insan merak ediyor. Su sinav doneminde stres atmak dinlenmek için boyle hikayeler bire bir birde yazılan hikaye kaliteli olunca :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, şımardım :))
SilBence bu hei rung un bir oyunu o aysrladi bence yani sen bile daha kurgulamadin ama :) yinede bu işin içinde bir iş var
YanıtlaSilKız Hei Ryung hastanede tek başına nasıl yapsın bu işleri :))
Silay inanmiyorum ya,sinir oldum kıza,neden öptü şimdi,gerçekten inşallah ada nin düşündügu gibi değildir, bu arada zaten sezon finali yapmissin ama yeni bölümü 4 gözle bekliyorum :(( :)))
SilNeredeyse bir ay oldu ben Ada'yi geri istiyorum :)
YanıtlaSilYeni bölümü çooooooook merak ediyorum:) çatlıcam nerdeyse:( umarım yakında yeni bölüm gelir:) çok güzel olmuş:))
YanıtlaSilBeğenmene çok sevindim canım:)
SilYeni bölümü bekliyoruuuz :))
YanıtlaSilyazmaya başlasan iyi olur :))
YanıtlaSilYeni bolummmmmmm
YanıtlaSil1 ay geçti lütfen yeniden yaz :))
YanıtlaSilBu kadar kaliteli bir hikayenin diziside yapilmali bence :D hayal ediyorumda muhteşem bir baş yapit ortaya çikar. Hergun ama hergun blog a giriyorum yeni bolum yazilmis mi diye . Lutfen ilham perilerin gelsin ve bizde muhteşem hikâyeye kaldiğimiz yerden devam edelim;) teşekkurler
YanıtlaSilBen de teşekkür ederim canım inş. gelecekler :)
SilAralık ayı icerisinde gelir mi hikaye ?
YanıtlaSilYeni bölüm gelecek arkadaşlar. Hep birlikte dua ediyoruz :D
YanıtlaSilbizi neden takmıyorsun
YanıtlaSilDiğer blogum sürekli sorun çıkardığı için onla uğraşıyorum boş zamanlarımda,hikayeyi oturup yazacam ama bir bölümü yayınladıktan sonra diğeri nerede diye tutturanlar olacak son bölüme kadar düşünmem gerekiyor bu yüzden.. :(
Silya bu bir yetenek arkadaşlar bence es geçilmemeli bu yetenek kullanılmalı başka konularda (tabi teması aşk olsun :D) da yazsın ve okuyalım. 15. bölüm bomba gibi gelmeli :)
YanıtlaSilUmarım öyle olur canım :)
SilBence artik yaz ya cok ara verdin
YanıtlaSilbaşka blog mu var? adresini yollarmısın :)
YanıtlaSilHikaye blogu değil ama bak bakalım :) http://koregunluklerim.blogspot.com/
Silcanım bulamıyorsan özelden görüşelim.. bayağı oldu sen yazmayalı... ben bile unutacağım neredeyse :))
Silcanım bulamıyorsan özelden konuşalım...bayağı oldu sen yazmayalı ben bile unuttum :))
SilBu haftasonuna kadar yazacağım inş :)
Siltam iki ay olmak üzere artık yaz lütfen yani
YanıtlaSilYılbaşında tam 00.00 yayinlasan super olur bence
YanıtlaSilDüşündüm ama hem yılbaşında evde değildim hem de yazmaya fırsatım olmadı:)
SilTutku , heyecan ve sabırla oturduk yeni bölüm bekliyoruz tamam ama 2 ay çok uzun bir ara oldu :'( en kısa zamanda tekrar Bong Cha ve Kwang Ho ile -eheehee favori karakterlerim :D - görüşmek üzere :)
YanıtlaSilyazar olarak benim de favorilerim onlar:))
Silya artık yeni bölümü yayımla 2 ay oldu
YanıtlaSilNe zaman gelıyo yenı bolum hepsını bır gunde okudum ve gercekten harıka tebrık ederım ama arayı fazla uzatma:)
YanıtlaSilGercekten cok begendımhepsını bır gunde okudum .dıgr bolum ne zamana gelır.umarım arayı fazla acmazsın hpımız merakla beklıyoruz.ve snıgercekten tebrık ederım :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım bir aksilik olmazsa hafta sonuna kadar yetişmiş olur :)
SilArtık dayanamıyorum :'((((( lütfen en kısa zamanda yaz çok ara verdin meraktan ölüyorum
YanıtlaSiltamam canım hafta sonuna yetiştirmeye çalışacağım :)
SilTam olarak ne zaman gelir hikaye bir iki gün içinde gelirmi
YanıtlaSilen geç pazara gelir canım, şu an kaba taslağı hazır düzenlenmesi lazım
Silbu akşam gelirmi????
YanıtlaSilne zaman gelicek :(
YanıtlaSilyazıyorum şu an :)
Silşimdi bloğa ekliycek misin yani yoksa yarına mı?lütfen şimdi olsun hemen okumak istiyorum :)))
YanıtlaSilYarına ama akşama doğru gözlerim şişti uykusuzluktan:)
SilMerakla bekleniyor yeni bolum:)
YanıtlaSilinternetimin berbat olmasından dolayı yetiştiremeyebilirim, sürekli kesilip duruyor word e yazmaya başladım
SilHadi artik ya
YanıtlaSilBu gece yazarmisin bloga
YanıtlaSilya biraz saygılı,anlayışlı olun keyfinden geciktirmiyor heralde allallaa kaç ay bekledik bi gün daha bekleyebilirsiniz.
YanıtlaSil:)
Hikayeyi toparlamak zor oluyor biraz, bölümü tamamlayıp tamamlamaz yayınlayacağım teşekkürler anlayışın için :)
SilBugün yayınlicakmısın:)
YanıtlaSilumutla bekliyoruz yeni bölümü ne zamn gelir :)
YanıtlaSilcanım normalde bölümü kısa tutacaktım ama şimdi uzunca yazmaya çalışıyorum yapabilirsem bölümü yazacağım tek bölüme :)
Silbugün yayınlıycak mısın peki?
YanıtlaSilEvet şu an düzenlemelerini yapıyorum
SilResmen ilk bolume bi bakim diye basladm ve bitti hemen cok akiciydi supersiniz !!! 2.sezonu merakla bekliyorm ^^
YanıtlaSil15. bölüm yayınlanmış durumda canım müsait olduğumda da 16. bölümü yazıp final yapacağım :)
Sil