3 Ekim 2013 Perşembe

Kara Kutu-Bölüm 11



Bu daha başlangıç!

"Bana anlatmak istediğiniz bir şey var mı?!"

Beklenen sorum karşısında Young Nam ve Bong Cha tedirgin yüzlerle birbirlerine bakmaya başladılar.İkisinin de açıklama yapmaya korktuğu her hallerinden belliydi.Bense bu bekleyiş karşısında sakin tavrımı git gide kaybediyordum.

"Bekliyorum!"dedim gözlerimi sert biçimde her ikisine dikerek.

Kimin anlattığı önemli değildi.Önemli olan daha fazla aptal yerine koyulmadan gerçeğin bana anlatılmasıydı.


Bakışlarım karşısında ilk pes eden Bong Cha oldu ve açıklama yapmak için ağzını açacakken Young Nam konuşmaya başladı.


"Önemli bir şey değil.Sanırım yine Jin Ae ile tartışmışlar.Sinirini çıkarmak için sataşması bizi kızdırdı.Yakında düzelir..."dedi her zamankinden farklı samimiyetsiz bir gülüşle…

Ağzımı sımsıkı kapatıp burnumdan nefes almaya başladım.Ağzımı kapadım çünkü söylemek istemediğim kötü şeyler söyleyebilirdim bu sinirlilikle...Hiçbir şey söylemeden sert bir şekilde Bong Cha'ya döndüm.

Belki o gerçeği söyler...Bong Cha...

Ama Bong Cha benimle göz göze gelmeye korkuyordu.Gözlerini kaçırarak Young Nam’ın devam ettirmekte ısrarlı olduğu bu yalana dahil olup gerçeği benden o da saklıyordu.

Gözlerim dolmaya başlamıştı.Derin bir nefes alıp yutkundum.Gözlerimden yaşlar dökülmeye başlarken:


"Her şeyi duydum..."dedim sakin bir ses tonuyla...

Bong Cha ve Young Nam cevabım karşısında donakaldılar.İkisi de söyleyecek söz bulamıyorlardı.Hemen çantamı alarak kapıya doğru yöneldim.

Bir an önce buradan çıkmalıyım!

Kapıyı açtığımda karşıma her zaman tanışmak istediğim kişi Young Nam'ın annesi çıkmıştı.Neler olduğunu anlamaya çalışan gözlerle yüzüme bakıyordu.Gözyaşları gözlerimden süzülürken sadece "Özür dilerim, iyi günler!"diyebildim.

Koşarak bahçenin kapısına doğru ilerledim.Arkamdan Bong Cha'nın ve Young Nam'ın seslenişlerini duyabiliyordum.


Duramam...Gitmeliyim!Aptal yerine koydular beni!

Bahçe kapısından çıkıp kapının önünden geçen ilk taksiye bindim ve hemen ardından çalan telefonumu kapadım.

"Elit kız yurduna lütfen!"


Yurda gitmek pek akıllıca mı şimdi Ada?!Hei Ryung'la nasıl yüz yüze geleceksin?

Ama onunla konuşmam gerekiyor.Hei Ryung benim en yakın arkadaşım!Her şeyi bana anlatacaktır...


Aptal mısın Ada?!Kız her şeyi planlamış ve saklamış!Senden nefret ediyor!!

Her şeye rağmen onunla yüz yüze gelmek istiyorum...

Ahh Ada!!


Yurdun önüne geldiğimde hızlıca taksiden indim.İçimi derin bir korku kapladı.

Ya Bong Cha ile konuştuklarını yüzüme karşı söylerse?Kaldırabilir miyim onun bu öfkesini?

Birkaç dakika önceki cesaretimden eser yoktu şimdi...Kalbim deli gibi hızlı atıyordu.Yolu uzatmak için, asansörü kullanmak yerine merdivenlerden yürümeyi tercih ettim ama beş dakika sonrasında 2.katta bulunan odamın kapısındaydım.

Sakin ol Ada!Ya şimdi ya da hiçbir zaman!

Sağ elimi kapının koluna uzatıp ani bir cesaretle odanın kapısını açtım.İçeride hiç kimse yoktu, ışığın açık olmasına rağmen...Odaya girip yavaşça kapıyı kapattım.

İlk bakıldığında, her şey sabah üniversiteye gitmeden önce bıraktığımız gibiydi.Bir şey dışında; Hei Ryung'ın aralık kalmış dolabı…Bir önceki gün dolaba yerleştirmeye çalıştığı siyah kutu net bir şekilde 
 görülüyordu o aralıktan.

Hei Ryung için çok özel olmalı bu hediye…Yurda ilk geldiğinde dolabına yerleştirirken gördüğümü hatırlıyorum ama bir hediye kutusuna göre çok ciddi değil mi bu siyah renk?Acaba içinde ne var?

Açıp bakmayı düşünmüyorsun değil mi Ada?!Bu Hei Ryung'ın özel eşyası! 


Evet Hei Ryung'ın özel eşyası ama...

Deli gibi merak ediyordum, o kutunun içinde ne olduğunu...

Yurda yerleştikten bir hafta sonra oda arkadaşım olarak Hei Ryung odama yerleşmişti ve bavulundan çıkardığı ilk şey bu siyah kutuydu.Büyük bir özenle onu dolabına yerleştirmişti.

Sadece bir keresinde laf arasında “Senin için özel olmalı” dedikten sonra sadece bir gülümsemeyle karşılık alınca bir daha sormaya cesaret edememiştim ama merak ediyordum işte içinde ne olduğunu!

İçimde bir yanım kutuya bakmanın kötü bir hareket olacağını düşünürken diğer yanım bunu umursamıyordu bile…

Kendimi tutup derin bir nefes alarak yatağımın üstüne oturdum.Başucu komidinimin üstündeki kitabı alıp okumaya çalışmama rağmen hala o siyah kutu gözüme çarpmaya devam ediyordu.


Baksam mı?Hem o burada yokken belki bir şeyler öğrenebilirim...

Annenin dediği kadar inatçısın Ada!Bir şeyi kafana koydun mu yapacaksın!

Derin bir nefes alıp, elimdeki kitabı komidinin üzerine bıraktım ve kendimden emin bir şekilde oturduğum yataktan kalkıp Hei Ryung’ın aralık duran dolabına doğru ilerledim.Büyük bir heyecan kaplamıştı içimi…Sanki gizli bir görev başındaki ajan gibi!

Dolabın zaten aralık olan kapağını yavaşça tutarak açtım ve üst raftaki kutuyu elime aldım.

Kalbim artık 5 dakika öncesine göre daha hızlı atıyordu.Ellerim heyecandan titremeye başladı.Kutunun içinde ne olduğunu artık öğrenecektim.

Dolabın kapağını kapatıp heyecanla masaya doğru ilerlerken ayağım yerde bulunan pet şişenin etkisiyle kaydı ve kutu boyutuna göre büyük bir gürültü çıkararak yere düştü.İçindeki her şey yerdeydi şimdi…

Büyük bir korkuyla kutudan dağılan eşyaları toplamaya başladım ta ki önüme ilginç şeyler çıkana kadar…


Bunlar da ne?!


****




Kutunun içinden, bir sürü fotoğraf çıkmıştı.

Hei Ryung’ın ailesiyle çocukluk fotoğrafları, Jin Ae ile doğum günü kutlarken bir başka resimde pembe bir bisiklete binerken gülümseyerek poz veriyordu.Gülümsemesi her zamanki gibi harikaydı.İçimi büyük bir burukluk kapladı.Fotoğraflarına gülümseyerek baktığım, dostum sandığım insan artık benden nefret ediyordu.Gözlerim tekrar dolmaya başlamış ve boğazımda büyük bir düğüm oluşmuştu.Kendimi toparlamaya çalışarak dağılan resimleri toplamaya devam ettim.


Hei Ryung’ın dedesiyle resimleri…Ailesiyle piknikteyken...İlk okul resimleri…Bu da ne?!


Elimde tuttuğum resmi görmemle vücudum tamamen buz kesti.Resim lisede sırada otururken çekilmişti.Hei Ryung’la Young Nam yakın bir şekilde gülümseyerek poz vermişlerdi.Çok mutlu oldukları her hallerinden belli oluyordu.

Neden şaşırıyorsun Ada?!Bunu, daha bu gün duymadın mı?!

Bee…Ben arkadaşımın sevgilisini mi çaldım şimdi?!

Artık tutmaya çalıştığım gözyaşları da süzülmeye başlamıştı.Olduğum yerde elimde fotoğrafla hıçkırarak ağlıyordum şimdi.

Evet ben arkadaşımın sevgilisini çaldım!Hei Ryung belki de haklı...

Ada kendine gel!Her an Hei Ryung gelebilir şu resimleri topla ilk önce…

Ağlamamı durdurup elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve dağılan fotoğrafları toplamaya başladım.Fotoğrafları toplarken gözüm yerde bulunan siyah deri kaplı sararmış kalın deftere ilişti.Hiç düşünmeden defteri elime alıp kapağını açtım.Kapağının arkasında şu söz yazılıydı:

“Uçakların sırlarını kara kutuları saklar.Benim de bütün sırrım bu defterde yazılı olacaklar!Yani benim kara kutum da bu defter…”

İlk sayfalar Hei Ryung’ın çocukluğunda yazdıklarından oluşuyordu.Rastgele sayfaları çevirmeye başladım.

Ailemle pikniğe gittik…

Doğum günüm kutlu olsun…

Yine büyükbabamlara gideceğiz …

Ailem öldü hepsi benim yüzümden!

Aşık oldum, sınıfın en yakışıklısına…


Artık defterin son iki yılının yazıldığı kısma yani benle ilgili bölümüne gelmiştim.

***

Sonunda amacıma ulaştım.O aptal yabancı kız kendi ayaklarıyla geldi bugün yanıma!Aslına bakarsan amacım tekrar Jin Ae’nin beni darp ettiğini söyleyip Young Nam’a ulaşmaktı ama olsun en büyük düşmanım düştü bu kez tuzağıma…Adı Ada’ymış.Ne kadar saçma bir isim!

***
Artık oda arkadaşıyız.Sürekli sorular sorup duruyor, sandığımdan daha akıllı çıktı ama benim kadar değil!Mükemmel arkadaş numarasını oynamakta üzerime yoktur!

***

Young Nam, Ada ile hiç konuşmuyor.Aptal sanıyor galiba bu çocuk beni!Gizli gizli Ada’ya baktığını görmüyorum sanki ama kusura bakma Young Nam sen bu dünyada sadece benimle olabilirsin!

***

Bugün daha çok dikkatimi çekti.O aptal Ada, benim olana bakıyor!Young Nam’a!

***

Bugün okula her zaman hayran olduğum Kwang Ho geldi.Sonra ne mi oldu?!Yine Ada gelip her şeyi mahvetti.Kendini yere atıp düşme numarası yaptı ve Kwang Ho’nun dikkatini çekmeyi başardı.Bu kızdan tamamıyla nefret ediyorum!

***

Artık, iyi arkadaş rolü oynamaya katlanamıyorum.Hem Kwang Ho’yu bırakmıyor hem de Young Nam’ı!Kwang Ho umrumda değil ama artık Young Nam’dan uzak dursun!Onun o masum kız tavırları beni delirtiyor!

***

Ada’yı öldürmek istiyorum.Yemeğine zehir katarak ya da uykusunda boğarak fark etmez nasıl olduğu!Ölmeli!Onu…

Aniden hızlı ayak sesleri duymaya başladım.

Lanet olsun!Bu Hei Ryung olmalı!

Elimdeki defteri hızlıca kutunun içine koyarak kapağını kapattım.Hemen yerine koymalıydım kutuyu.Yerimden kalkarak kutuyu elime aldım.

Adım sesleri giderek yaklaşıyordu.Kalbim korkuyla fırlayacak gibi atıyordu.Biri odanın kapısını açmaya çalışıyordu şimdi.

Hızlı bir şekilde dolaba doğru hareket ettim ama dolaba ulaşamadan tekrar aynı şişeye basarak yere kapaklandım.Her şey tekrar ortaya dağılmıştı.

Mahvoldum!Ya bana kötü bir şey yaparsa?

Kapı açıldı ve büyük bir korkuyla kafamı kapıya doğru çevirdim.Gelen tahminimin aksine Bong Cha’ydı ve büyük bir korkuyla yüzüme bakıyordu.Üzerinden o korkulu ifadeyi atarak yanıma doğru koştu ve beni elimden çekerek kaldırdı.

“Ada iyi misin?”dedi tedirgin bir ifadeyle…

“İyiyim…”dedim kırgın ses tonuyla gözlerimi kaçırarak…

Benden gerçeği saklamayı tercih etmişti.Bong Cha ise bu tavrım karşısında suratını asarak:

“Ada buraya her şeyi anlatmaya geldim…Lütfen bana böyle davranma”dedi.

“Peki dinliyorum”dedim ilgisiz bakışla.

Hala Bong Cha’nın suratına bakmıyordum.Bong Cha ise derin bir iç çekerek:

"Tam emin değilken söylemek istememiştim ama artık eminim.Hani ben Young Nam Fan kulübünün başkanıyım, hani orada Young Nam'la ilgili her şeyi paylaşabiliyor..."

"Bong Cha!Konuya gel"dedim sert biçimde…

"Tamam, tamam... Sakin ol!"dedi ve derin nefes aldı.

Bense artık gözlerimi Bong Cha'dan ayırmadan ne diyeceğini bekliyordum.

“Üyelerden biri, Hei Ryung'ın Young Nam ile o gece bir kafede çekilmiş fotoğrafını bana mesaj olarak attı.Üyeye bunun gayet normal olduğunu ve onların arkadaş olduğunu söylediğimde, her ikisinin lise yıllarında çekilmiş samimi bir fotoğrafını yolladı.Neye uğradığımı şaşırdım.O gece aslında o yüzden sordum o soruyu…Tek istediğim bana mantıklı bir açıklama yapmasıydı ama o yalan söylemeyi tercih etti."

Gözlerinde hüzünlü bir ifade belirip yerdeki fotoğrafları kutuya toplarken konuşmasına devam etti:

“Aslında Hei Ryung’la ilgili bu dedikodu uzun zamandır etrafta dolanıyordu.Sınıftaki kızların birçoğu bu konu yüzünden ondan nefret ediyordu ama inandırıcı gelmiyordu hiçbir şey bana…Her ne kadar Young Nam fan kulübünün başkanı olsam da Hei Ryung benim için önemliydi!Arkadaşımdı o benim...O gece hiçbir sorun yokmuş gibi yanınızdan ayrıldığımda telefonla Young Nam’ı aradım ve bana her şeyi anlattı.Ben de Hei Ryung’a ait bütün bilgileri araştırdım, aynı lisede okuyan kişilerden onu soruşturdum ve bu tüm geceme mal oldu.Sabahki olağanüstü Young Nam Fan Kulüp toplantısı da bu yüzdendi.Üyelerden bir diğeri olayı videoya almıştı” dedi ve topladığı resimlerin olduğu siyah kutuyu dolabın üst rafına koydu sessiz bir biçimde…

“Peki ne vardı o videoda?”dedim sessizce,duyacaklarımdan korkarak…

Bong Cha, dolabın kapaklarını kapatıp eğilerek bitkin bir şekilde yere oturdu.Ben de hemen yanına...

“Sadece şu kadarını söyleyebilirim Ada, Hei Ryung bizim tanıdığımız o masum kız değil…”

Bong Cha’nın yüzü endişeli bir hal almıştı şimdi.Bir eliyle sağ kolumdan tutuyor ve bütün ciddiyetiyle gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam ediyordu.

“Young Nam’ı saplantı haline getirmiş ki bunun için hayattaki tek akrabası olan kız kardeşini bile kullanabilecek hasta bir kişilik, Hei Ryung!O gün o videoda Young Nam’ı sana zarar verme konusunda tehdit etmiş.Ondan olabildiğince…”

Koridordan yaklaşan hızlı ayak sesleri karşısında Bong Cha konuşmasını yarıda bıraktı.Ayak seslerinin hemen ardından kapı sert biçimde açıldı.Bong Cha’yla ikimiz aynı anda  kafamızı hızlı bir şekilde kapı yönünde çevirdik.Gelen bu sefer Hei Ryung’dı.

İfadesiz bir yüz şekliyle kapının girişinde durdu.Bong Cha, hemen ayağa kalkıp kolumdan tutarak beni de ayağa kaldırdı.

“Hadi Ada gidiyoruz!”dedi sert bir şekilde Hei Ryung’a bakarak…


Hızlıca çantamı aldım.Bong Cha’nın arkasından ilerlerken Hei Ryung birden koluyla kapının girişini kapattı ve sabit bir noktaya bakmaya başladı.Hemen ardından yüzünde her zamankinden farklı kibirli bir gülüş belirdi.Bakışlarını bana doğru çevirerek:

“Eşyalarımı karıştırdın demek…”dedi yüzünde hala o kibirli ifade belirgin duruyordu.

Nasıl anladı!?Lanet olsun günlüğü ortada unutmuşum!

Tedirgin bir ifadeyle ona doğru bakıyordum.Yüzündeki ifade giderek daha çok sertleşiyordu.Kaşlarını çatıp nefret eder dik bakışlarla konuşmasını kaldığı yerden devam ettirdi.

“Hala çok aptalsın Ada!Günlüğümü yerde unutmuşsun ama bu iyi oldu.Artık benim karşımda duramayacağını öğrenmişsindir.Hala anlamadıysan…”

Hei Ryung cümlesini tamamlamadan Bong Cha kolumdan çekerek beni oradan uzaklaştırdı.Hei Ryung ise duruma aldırmadan arkamızdan sert bir şekilde kapıyı çarptı.

Bong Cha’nın odasına gidiyorduk şimdi…Bir üst kata…Odaya girince Bong Cha kendini yatağının üstüne attı ve:

“Birkaç gün burada kalabilirsin Ada, oda arkadaşım buralarda değil ama sonrası için sana daha güvenli bir yer bulmalıyız” dedi esneyerek...Yorgun olduğu her halinden belli oluyordu.


“Eğer kaçarsam korktuğumu düşünüp daha çok üzerime gelecek!Korkak gibi kaçamam!En fazla ne yapabilir ki?! ”dedim sinirli bir tavırla.Hei Ryung'ın tehdit ederek konuşması sinirlerimi bozmuştu.

“Korkmuyor musun?!Korkmalısın Ada!Neler yapacağını bilmiyoruz.Şimdilik benimle kalıyorsun ve yarından itibaren sana güvenli bir yer bakıyoruz!”dedi tekrar esneyerek gözleri yavaşça kapanmaya başlamıştı.

“Yarın düşünürüz o zaman…Uyusak iyi olur.İyi geceler Bong Cha...”


"İyi geceler Ada..."

***


Alarmın sesi…Biraz daha uyumak istiyorum!Hei Ryung çoktan kahvaltıyı hazırlamış olmalı…

Gözlerimi hafifçe araladım.

Bura da neresi!

Endişelenerek birden yataktan kalkmamla yatak gürültülü bir gıcırtı çıkardı.Bong Cha gözlerini ovuşturarak yatağından kalkıp doğruldu ve endişeli bir ifadeyle bana bakarak:

“İyi misin Ada?” dedi.

Gülümseyerek “İyiyim” yanıtını verdim.

Hei Ryung’ı unut Ada!O senin artık en büyük düşmanın!Artık tek başına güçlü durmayı öğrenmelisin!

Yanıtımdan tatmin olmayan Bong Cha hala gözlerini benden ayırmadan endişeli bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu.Kendimi bir kez daha zorlayarak gülümsedim ve saatime bakıp:

“Geç kalıyoruz!” diye bağırdım.

***

Her zamankinden farklı olarak bu sefer üniversite yolunu Hei Ryung olmadan yürüyorduk.Onsuz sanki kimsesiz gibi hissediyordum kendimi…Onun benden nefret ettiğine bir türlü inanamıyordum.Moralimin bozuk olmasına dayanamayan Bong Cha ise beni güldürmek için elinden geleni yapıyordu.

"Adaaa sana bir bilmece soracağım hazır mısın?"dedi sırıtarak...

"Hazırım!"dedim hafifçe gülümseyerek.

"Peki o zaman!Bankacı fil neden hapse girmiş??"dedi gözleri kocaman açarak meraklıca vereceğim yanıtı bekliyordu.

"Hımm...Bilmiyorum neden?"dedim gülümseyerek.

"Bankayı hortumladığı için" dedi kahkahalarla.

"Ayy...İğrençsin Bong Cha!"dedim sırıtarak.

Kendime gelmeliyim.Yapmam gereken sadece bu!

Yol boyunca hiçbir sorun yokmuş gibi Bong Cha’nın anlattıklarına gülümsedim.Babamın her zaman söylediği cümleleri tekrarlıyordum şimdi...

Pollyanna gibi ol Ada…Yoksa bu hayattan hiçbir tat alamadan silinip gidersin...


Babam bu sözüyle tamamen haklıydı.Şimdi üzülmemin hiçbir faydası yoktu.

Hei Ryung, eski dostum olsa bile onun karşısında dimdik durmalıyım!Savaşmalıyım!


***

Üniversiteye girdiğimizde, dikkatimizi Güzel Sanatlar Fakültesinin önündeki kalabalık çekti.

“Bu gazeteciler neden burada?Kesin magazinsel bir şeyler kaçırdım yine…Aisssh!Bu günleri atlatıp eski halime dönmeliyim!”dedi Bong Cha meraklı gözlerle ilerideki kalabalığa bakarak.

“Güzel Sanatlar Fakültesiyle ilgilidir.Acele etmezsek derse geç kalacağız!”dedim ilgisiz bakışlarla…

“Aisssh!Ne kadar meraksızsın Ada?!”dedi Bong Cha şımarıkça somurtarak…

“Merak ediyorum ama derse geç kalacağız farkında mısın!!”dedim saati göstererek...

Bong Cha cevabım karşısında sol kolunu çevirip saatine baktı.Gözlerini olabildiğince kocaman açarak:

“Aisssh!Sadece on dakika kalmış!”dedi korkulu gözlerle…

Artık Bong Cha ile derse yetişmek için olabildiğince hızlı ilerlemeye başlamıştık.Güzel Sanatlar Fakültesinin önünden geçerken biri:

“Bu, o!”diye bağırdı.

Etrafımız birden gazetecilerle ve patlayan flaşlarla çevrildi.Bong Cha ile ikimiz birbirimize,duruma anlam veremeyen gözlerle bakıyorduk.Gazetecilerin hepsi aynı anda binlerce soru sormaya başladı.

“Kwang Ho ile uzun süreli bir ilişkiniz olduğu ve bunu sakladığınız doğru mu?”

“Dağ evinde birlikte kaldığınız söylentilerine demek istediğiniz bir şey var mı?”

“Sevgilinizin sizin için..”

“Kwang Ho fanlarının…”

“Okula neden onsuz…”

Kalabalık arasından ayrılmaya çalışmamız faydasızdı.Gazeteciler bize hiçbir şekilde geçit vermeyeceklerdi.Birden kalabalığın içine zorlanarak Jin Ae ve arkadaşları geldi.Şaşkınlıkla ona ve arkadaşlarına doğru bakmaya başladım.Jin Ae ise bana gülümseyerek göz kırptı.Yavaşça kulağıma doğru eğilerek:

"Ben onların ilgisini dağıtacağım.3 dediğimde kaç!"dedi fısıldayarak.

Daha sonra eski kibirli bakışları etrafa atarak gülümsemeye başladı.

"Gerçekleri bilmek istiyorsanız, şimdi beni dinleyin!"dedi yüksek sesle gazetecilere...

Gazetecilerin ilgisi birden Jin Ae üzerinde toplanmıştı.Jin Ae yavaşça kafasını bana doğru döndürüp fısıldadı.

"Üç..."

Hemen ardından konuşmaya devam etti.

"Kwang Ho, hepimizin..."

Gazetecilerin ilgisi onun üzerindeyken sıkıştığımız kalabalıktan sıyrılmak bizim için oldukça kolay oldu.Kimse farketmeden hızlıca Mimarlık Fakültesine doğru koştuk.Binaya nefes nefese kalmış bir şekilde gelebilmiştik.

"Bu da neydi?"dedi Bong Cha, eğilmiş elleri dizlerinde nefes nefese kalmış bir şekilde yukarı bana doğru bakıyordu.

"Ben de bilmiyorum.Nereden öğrendiler bu kadar şeyi" diye karşılık verdim şaşkın bakışlarla.

İkimiz de doğrulup merdivenlere doğru  ilerledik. Merdivenlerden çıkıp sınıfımızın olduğu koridora girmek için köşeyi döndüğümüzde karşımıza Hei Ryung nefret dolu, zafer kazanmış gibi görünen gülüşüyle çıktı.Bong Cha kendini tutamayarak: 

"Sendin değil mi gazetecilere Ada ve Kwang Ho'yu söyleyen!"dedi sinirli bakışlarla...

Hei Ryung ise, o iğrenç gülümsemesine bir de kibirli bakışlarını ekleyerek cevap verdi.

"Bu daha başlangıç!Yoluma çıkarsan daha neler yapacağımı tahmin bile edemezsin!"

Bong Cha sinirine hakim olamaz bir şekilde Hei Ryung'ın üzerine doğru yürürken ani bir hareketle onu kolundan tuttum.Bong Cha'ya bakıp gülümsedim.

"Derse geç kalıyoruz Bong Cha, hadi gidelim"dedim kolundan çekip sınıfa giderek...

***

Derse Profesörle aynı anda girdik.Young Nam'ın suratına hiç bakmadan sırama oturdum.Bong Cha, hızlıca hareket ederek, Hei Ryung'ın yanımda bulunan sırasına oturdu.Mecburen Hei Ryung, Bong Cha'nın sırasına oturacaktı.Onun bu hareketi karşısında delirdiği yüz ifadelerinden belliydi.

Ne yapacağım artık ben!Offff!

Ders kitabını açmış, sanki not alıyormuş gibi kalemle karalıyordum.Sıramın üzerinde ışığı yanan telefonumu alıp gelen mesajı açtım.

"Ada konuşmamız gerekiyor!"

Mesaj, Young Nam'dan gelmişti.Ona hala kızgındım,belki dünden daha fazla...Sinirle telefonumu kapadım ve tekrar sıranın üstüne koyup ders kitabını karalamaya devam ettim.

***

Ders arası verilir verilmez Young Nam hızlıca arkasını dönerek:

"Ada, lütfen beni dinle"dedi yalvarır bakışlarla.

Yüzümü hiç ona çevirmeden Bong Cha'ya döndüm.

"Bong Cha, bahçeye çıkıp hava alalım"dedim gülümseyerek ve oturduğum sıradan kalkıp kapıya doğru yürüdüm.

Bong Cha, hiçbir şey söylemeden arkamdan gelmeye başladı.Young Nam ise oturduğu yerde kalakalmıştı.Hei Ryung'ın zafer çığlıklarını kulağımda duyar gibiydim.

  
Fakültenin kapısından çıkıp bahçeye girmemle etrafım tekrar gazetecilerle çevrildi.

Lanet olsun!Saklanmışlar! 

Gazeteciler yaklaşık bir saat önceki ısrarlı sorularına şimdi yenilerini katarak sıralamaya başlamışlardı.

"Neden kaçtınız?"

"Neden hala Kwang Ho ile olan ilişkinizi saklıyorsunuz?"

"Kwang Ho'nun sizin peşinizden koştuğu ama sizin istemediğiniz söylentilerine doğru mu?"

Gazetecilerin sorularına cevap vermemem karşısında etrafımdaki kalabalık git gide daha çok daralıyordu.Bong Cha kalabalığın dışında kalmış içeri girmek için bağırmalarını duyabiliyordum.Cevap alamayan gazeteciler sorularını artık hakaret derecesinde sormaya başladılar.

"Birlikte mi yaşıyorsunuz?"

"Hamile olduğunuz yönündeki söylentilere ne diyeceksiniz?"

Ne hamile mi?!


Başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissedebiliyordum şimdi.Hei Ryung'ın bu kadar ileri gidebileceğini hiç düşünmemiştim.Sinirle kalabalığın içinden ayrılmaya çalışmama rağmen geçmeme izin vermiyorlardı.Son bir hışımla tekrar kalabalıktan sıyrılmaya çalıştım ve gazetecilerden biri sert bir şekilde beni iterek yere düşmeme neden oldu.Sinirlerim bozulmuş bir şekilde ağlamaya başlayacakken:

"Ne yapıyorsunuz siz?!" diye bağıran Kwang Ho'nun  gelmesiyle gazeteciler etrafımdan uzaklaşmaya başladı.Aynı zamanda da flaşlar patlamaya başlamıştı.

Kwang Ho, beni yerden elini uzatarak kaldırdı.Yüzüme bakarak ağlamak üzere olduğumu anlayınca sarılarak yüzümü sakladı ve arabasına bindirip oradan uzaklaştırdı.

***

"İyi misin?" dedi endişeli bir şekilde yüzüme bakarak...

"İyiyim.Sadece biraz sinirlerim bozuldu"diye karşılık verdim yüzüne bakmadan...

Sonrasında Kwang Ho'nun telefonu çalana kadar konuşmadık.Kwang Ho telefonu açıp:

"Tamam hemen geliyoruz.Lütfen sakin ol!"diye sertçe yanıt verdi.

"Bir sorun mu var?"dedim Kwang Ho'ya bakarak.

"Birazdan öğreneceğiz"dedi hafifçe gülümseyerek.

***

Geldiğimiz yer Kwang Ho'nun menajerinin odasıydı.Yaklaşık 30larında gözlüklü,sert mizaca sahip yakışıklı bir adamdı.Odaya girer girmez baştan sona beni inceledi.

"Güzel kızmış..."dedi gülümseyerek.

"Bizi buraya getirtmene neden olan sorun ne?" dedi Kwang Ho sertçe.

"Sorun mu dedin sen?Dur sana başlıkları okuyayım.Kwang Ho'nun gizli sevgilisi!Kwang Ho sevgilisiyle birlikte mi yaşıyor?Yoksa sevgilisi hamile mi?!"dedi küçümser bakışlarla Kwang Ho'ya bakarak.

Kwang Ho'nun menajerinden çekindiği her halinden belliydi ama yine de sert bir şekilde menajerinin yüzüne bakıyordu.Sinirlice ağzını açacakken kolundan tuttum ve:

"Bütün sorunlara sebep olan benim.Düzeltmek için elimden gelen her şeyi yapacağım"dedim mahçup bir ifadeyle...

Menajer zekice gülümseyerek bana doğru yürüdü ve ekledi.

"Yapacaksın zaten...Bundan sonra Kwang Ho ile sevgilisiniz ve aynı evde yaşayacaksınız!"

49 yorum:

  1. vayyy boyle olacagini dusunmemistim ama ayni zamanda ada'nin kalacak yeri olduu ilerki bolumlerde ikisinin ayni evde olmasi eglenceli olacak gibii

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakalım Ada kabul edecek mi daha? :)

      Sil
  2. İNANMIYIRUUUMMM KWANG HO VE ADAAA!!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dur!Sakin ol!Ada kabul edecek mi daha !:D

      Sil
    2. etmezse salaklık yapar yaaa

      Sil
    3. Bir sonraki bölüm hakkında spoiler alamazsınız benden...Çünkü daha yazmadım:)

      Sil
  3. SÜPER Bİ BÖLÜMDÜ YA :D Bİ DAHAKİ BÖLÜMÜ NASIL BEKLİYCEM YA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bölümün sonunu daha bugün yazdım aklıma hiçbir şey gelmemişti.O yüzden bir dahaki bölümü nasıl yazacağım hiç bilmiyorum!:)

      Sil
    2. Çok güzel olmuş eline sağlık
      ♥♥

      Sil
    3. Teşekkür ederim kalpkalp :))

      Sil
  4. çok güzel bir bölüm olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler beğenmene çok sevindim :)

      Sil
  5. süper bir bölüm daha ellerine sağlık bayağı kaptırmıştım kendimi birde baktım bir bölüm daha bitmiş ada çok şanslı ya durumlar bu kadar kötüye giderken bomba gibi bir haber bundan sonra kwang ho ile birlikte yaşayacaklar içimden bir ses bundan sonra çok eğlenceli geçecek diyor ama hayırlısı neler olacak acaba heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kabul ederse komik bölümler kaçınılmaz olacak :))

      Sil
  6. Super olmus bence kabul etmeli ada bu teklifi ayyy cok cok cok egleniriz ya kavgalar falan oda arkadasindan bikkinlik geldi:-D:-D yanlis anlama kucuk bi gecikmede olabilir adanin bu teklifi kabul etmesinde oda arkadasindan bi canina kast falan olursa daha kiymetli olabilir bu teklif diye dusunce geldi ama yazar sensin ve gercekten de super yaziyosun eline saglik:-D:-D:-D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hei Ryung bu nefretle Ada'nın canına kastederse işini yarım bırakmaz öldürür bence:)) Bakalım karar Ada'nın!

      Sil
  7. KABUL EDECEK TABİKİ!!! ETMELİ YOKSA PARÇALARIM ONU As:dAS:dAS: YANİ İLK BAŞTA TABİ LAK DİYE ATLAYIP KABUL EDECEK HALİ YOK AMA SONUNDA EDECEK YANİ 12. BÖLÜMÜN SONUNDA EVDE GEÇEN BİR SAHNE BEKLİYORUZ !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1 YAŞAAAAAAAAASIIIIIN SONUNDA KWANG HO VE ADA BİRLİKTE OHHH BE YEMİN EDERİM DİĞERİNİ SEÇECEK DİYE İÇİM İÇİMİ YİYORDU SAKIN HAAA SEÇMESİN

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi lak diye atlayamaz Türk kızı ağır olmalı :)) Ama Ada'nın kararlarını sorgulamam Ada kendisi bilir ne yapacağını:))

      Sil
  8. Nolurrr aynı evde yaşasınlarrr :D komedi olurr ve ellerine saglık gene nefisti :D hemen hemn yb :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Yeni bölüm hakkında aklımda en ufak fikir yok bakalım artık :)

      Sil
  9. birlikte yaşasınlar ya çok güzel olur ama bu hei ryung işine yaramaz mı o kız için hiç iyi şeyler düşünmüyorum :) (neden acaba) yinede ada ile kwang ho olsun :) çok komik ve güzel olur ayy ellerine sağlık walla hayal gücüne hayran kaldım daha kalmak istiyorum canımmm.... bu arada yine tam vaktinde yazdın teşekkürler... merakla yeni bölümleri bekliyoruz :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hei Ryung, yanındayken Ada'yı daha rahat kontrol edebiliyordu uzaklaşması kötü oldu onun için...Young Nam'ı tehdit edecek fazla şey kalmadı elinde...Young Nam daha cesur olacaktır artık bu da Hei Ryung'ı delirtecektir ama asıl Ada ne yapacak en önemlisi bu :) :)

      Sil
    2. tabii ki adanın ne yapacağı da önemli :))

      Sil
  10. VAYYY VAYYY ÇOK GÜZELDİ BİR SOLUKTA OKUDUM HEPSİNİ. BİR BAKTIM BAŞTAYIM, BİR BAKTIM SON BİTMİŞ. ELLERİNE SAĞLIK. GÜLÜCÜK GÜLÜCÜK . KENDİNE İYİ BAK DEVAMINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUM CANCAZIM....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler beğenmene çok sevindim inşallah bundan sonra da güzel bölümler yazabilirim ve beklentilerinizi karşılayabilirim :)

      Sil
  11. Oha yine süper bitti *-*
    Herzaman en heycanlı yerinde bitiriyorsun :)
    Wuu Hep biterken yuzumde bir tebessum oluyor . Sevdim seni yazarım :)) şu yazdıgın hikayede olmasa gulecek baska bisiyim yok Herzaman yaz sen :) ^-^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım güzel yorumların için...Yazabildiğim kadar yazacağım bakalım :)

      Sil
  12. yaa çok heyecanlı bitti yine :D yine çarşambaya perşembeye yetiştirmeye çalış tamam mı? ha olur mu? lütfennn... o kadar güzel ki ne zaman başladı ne zaman bitti anlamadım :DD bu arada okumamızı tavsiye ettiğin başka site yada kitap varsa süper olurdu :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam gün vermeyeyim ama bitirdiğim zaman ve içime sindiği zaman hemen blogda yer alacak.Açıkçası hikaye okumuyorum çünkü aynı şeyleri yazmaktan korkuyorum o yüzden tavsiye edebileceğim bir yer yok :)

      Sil
  13. perşembe umarım gelir :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir aksilik olmazsa evet gelir :)

      Sil
  14. bölüm geldiği zaman okumayacağım artık bekleyeceğim iki bölümü birden okuyacağım yoksa meraktan çatlıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az kaldı biraz daha sabretmelisin, yazmaya başladım :)

      Sil
  15. Bugun gelir mi yeni bolum:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz komik gelecek ama yazarken elektrikler kesildi ve yazdığımın bir kısmı wordde yazdığımdan dolayı kaydedilmedi.Ya akşama ya da yarına inşallah:(

      Sil
  16. 12.bölüm ne zaman gelir sabırsızlanıyorum da biraz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yarına gelebilir ancak öğlen gibi yayınlarım :)

      Sil
  17. yeni bölüm ne zaman acaba?merakla bekliyorum canım.çabuk olursan sevinirim.

    YanıtlaSil
  18. ya ama biz bugüne bekledik heyecanlandık okadar ya :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın ama yaşadığım aksiliği birkaç yorum önce yazdım.Sonrasında da sinirlenip bilgisayar başına oturmadım tekrar toparlıyorum hikayeyi :(

      Sil
  19. Yine Müthiş bir bölüm daha! Hayal gücünüzün hayranıyım :) Gerçekten,amatör ( bu kadar okuyucu kitlesiyle amatör demek biraz güç ama ...) bir yazara göre müthişsiniz. Bölümleri okudum ve takip ediyorum. Umarım devamı Gelir. Başarılar...^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Bu yazdığım ilk hikaye ve yazarlık konusunda hiçbir eğitimim yok yani amatörüm.Her şey tamamen hayal gücü :)

      Sil
  20. kız saat sabah 4 ben hala bunun başındayim,ne yaptın kız bana deli,ağla ağla bitap düştüm :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında o kadar da üzücü değil, sadece yakın arkadaşını kaybetmek yalan söylenmesi kötü, ayrıca ağlama sen :(

      Sil
  21. Süper yazıyorsun.Bir yerden sonra yıllardır yazdığın hissine kapıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim o zaman, teşekkür ederim:)

      Sil

♥ Bu bölümü nasıl buldun?Peki fikrini bizimle paylaşmaya ne dersin? ^^ ♥

Tasarım:Sawako Kuronuma